AŞK YAŞAMDAN ÖNCE GELİR

AŞK YAŞAMDAN ÖNCE GELİR

Yüreğim, unutacağız onu.
Sen ve ben, bu gece.
Sen verdiği sıcaklığı unut,
Işığı unutacağım ben de.

Başarınca söyle n'olur.
Söyle ki hemen başlayayım.
Çabuk…Yoksa sen oyalanırken,
Ben onu hatırlayacağım.

Böyle diyordu EmilyDickinson. Böyle hissediyordu çünkü. 1830’da Massachusetts’de doğdu. Babası ünlü bir avukat ve siyasetçi idi. İlkokuldan sonra, dönemin önde gelen eğitim kurumlarından Amherst Akademisi'ne girdi. Kitap okumayı, mektup yazmayı ve piyano çalmayı, resim yapmayı seviyordu. Sanatçı ruhluydu yani.

11 yaşında hiç eğitim almadan, şiir yazmaya başladı. Gençlik yıllarında yakın arkadaşlarının ve akrabalarının ölümü, onun kafasında ölüm ve ölümsüzlük hakkında sorular oluşmasına neden oldu. Şiirlerindehep bu konuları işliyordu. Dinle pek ilişkisi olmasa da, İncil’i inceliyor, şiirlerinde dinsel konulara da yer veriyordu.
Yirmili yaşlarında, yazmak Emily’nin hayatında çok önemli bir yer tutmaya başladı. Genellikle mektuplar yazıyordu. Ağabeyi Austin ile birlikte isimsiz yazılaryayınladılarZaman geçtikçe, diğer insanlardan farklı olduğunu düşünmeye başladı.Şiirsel duyarlılıkları olgunlaşıyor, belirginleşiyordu.
35 yaşına geldiğinde, 1.100’den fazla şiiri vardı.Şiirlerinde, acı, keder, sevgi, neşe, doğa ve sanatı zekice işliyordu. Yazdıkları konusunda cimriydi galiba. 800 el yazması şiirini kimseyle paylaşmadı. Şiirlerini ailesi ve edebi zevkine güvendiği arkadaşlarıyla paylaşıyor,çeşitli gazetelerde isimsiz ve izinsiz olarak yayınlanıyordu.
1864 yılından sonra bir göz rahatsızlığı ortaya çıktı. Bu tarihten sonra ailesinin yanında sakin bir hayat sürmeye başladı. Bu dönemde, İç Savaş da vardı. Savaşla ilgilenmedi ama pek bir şey de yazmadı.
Hiç evlenmedi, gelen evlenme tekliflerini her defasında reddetti. Şiir yazıyor ama nedense bunların kitaplaştırılmasını da istemiyordu. Dönemin ünlü eleştirmeni Thomas Higginson, şiirlerini geleneksel anlayışa yönelik olarak, serbest biçim kullanmadan yazmasını söyleyince, iyice içine kapandı ve bundan sonra sadeceyedi şiir yazabildi.
1886’da felç oldu. Şiirlerinin 1.800 tanesi, ölümünden sonra, el yazması fasiküllerde bulundu. Tamamı basıldı ve EmilyAmerika’nın en sevilen şairlerden biri oldu. Ünü ise yaşadığı zamanı aşarak bugünlere kadar geldi.
Emily şiirlerinde yaşadığı ve yaşayamadığı duyguları işliyordu. Ömrü boyunca, hiç evlenmediği, bütün evlilik tekliflerini reddettiği halde, hep kavuşamadığı sevgilisini ve yaşayamadığı aşkı anlatmak için çırpındı durdu.
• NEDEN ACABA ?

İfral TURGUT

2.07.2021 01:34:26

YAZARLAR


VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI