Asker kışlada PKK sahada
Manşet Haber 14.07.2013 15:20:47 0

Asker kışlada PKK sahada

Asker kışlada PKK sahada

syilmaz_mhpvekilMHP Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz, bölücü terörün Türkiye'nin hem içte hem de dış güvenliği tehdit ederken Türk Silahlı Kuvvetlerini devre dışı bırakılmasının vahim bir hata olacağını söyledi.

Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 5'inci maddesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi’nin TBMM’de görüşlerini açıklayan Yılmaz,  şöyle konuştu:

“Terörle mücadelenin önemli bir unsuru ve caydırıcı gücü olan Türk Silahlı Kuvvetlerinin kışlaya çekilmesi bugün itibarıyla en çok terör örgütünün işine yarayacaktır. Tasarı Hükûmetin darbelerin önleme gerekçesine sığınarak terör örgütüne teslimiyetini gizlemesinin bir başka yoludur.  Bugün, özellikle 'barış süreci, çözüm süreci' adı altında PKK terör örgütünün Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da kendi silahlı kuvvetlerini kurumsallaştırmaya çalıştığı bir dönemde, özerkliği, federasyonu hedeflediği bir dönemde, üç gün önce toplanan Kongra-Gel Kongresi'nde alınan kararlardan bazılarında, oradaki yapılandırmayı güçlendirecek hatta ayaklanmalardan bahsedilen bir süreç içerisinde, bugün Ramazan ayı içerisine girdiğimiz bu dönemde, Türk Silahlı Kuvvetleriyle ilgili darbenin gündemde olmadığı bir dönemde alelacele bunu getirmek acaba akla PKK terör örgütünün 'çözüm süreci' dediği süreçle ilgili Hükûmetin, devletin vadettiği sözleri yerine getirmediği, bu sözleri yerine getirmediği müddet içerisinde de bundan sonraki sorumluluğun kendilerine ait olmayacağını dile getirerek devleti tehdit ettiği bir dönemde, alelacele Ramazan ayı içerisinde hesaplanmadan bu kanunun getirilmesi PKK terör örgütüne verilen sözün bir gereği midir, Türk Silahlı Kuvvetlerini zayıflatmak, bölgede alanı PKK'ya açmak için getirilen bir kanun mudur?

 

DARBE KANUN DİNLEMEZ

 

 

Askeri müdahalelerin ülkeyi birçok alanda gerilettiğini ve millete zulum yaptığını ifade eden MHP Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz, “Parlamenter sistemin kapısına silah zoruyla kilit vurulması, millet iradesinin cebren tahakküm altına alınması, ülkemize bugüne kadar hiçbir şey kazandırmamıştır. Müdahaleler yüzünden yaşanan intikalar demokrasimizin gelişmesine sekte vurmakla kalmamış, kalkınma hamlelerini de yavaşlatmış hatta geriye götürmüştür. Velhasıl darbe yönetimlerinin sosyal, siyasal ve ekonomik faturası bu ülkeye bir hayli ağır olmuştur. Bugün, 35'inci maddeyi gerekçe göstererek askerî müdahalede bulunduklarını söyleyen 12 Eylül darbecileri yargılanabildiğine göre yaptıkları darbenin yasal dayanağı ve geçerliliği yok demektir. Aksi takdirde darbecilerin yasa hükmünü yerine getirmedikleri için yargılanmamaları gerekirdi.” dedi.

 

SİVİL OTORİTE GÜÇLENDİRİLMELİ

 

 

Darbelerin kanun dinlemeyeceğini ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu söyleyen Yılmaz, “12 Eylül referandumunda da en çok propaganda konusu yapılan 12 Eylül askerî darbesi yapanların yargılanmaları gündeme getirilmişti. Her darbe gayrimeşrudur ve yasal dayanaktan yoksundur. O hâlde 35'inci madde de darbeye mesnet olamaz. Kanunla darbe yapılır mı? Kanunla darbe yapılamayacağı gibi kanunla darbe de önlenemez. Darbeyi yapanlar zaten kanuna uygun yapmamışlardır. Darbeyi kafasına koyanların hukuka riayet etme gibi kaygıları da yoktur. Askerî müdahaleleri önlemenin ve cunta heveslilerinin cüretini kırmanın yolu orduyu devre dışı bırakmak değil sivil otoriteyi güçlendirecek mekanizmaları kurmaktır, siyasi ve demokratik kültürün yaygınlaştırılması ve kurumsallaştırılmasıdır”. şeklinde konuştu.

YAZARLAR

35.8° / 20.3°