Aslan’dan Ceyhan’da Gövde Gösterisi
SİYASET 17.05.2015 20:47:03 0

Aslan’dan Ceyhan’da Gövde Gösterisi

Aslan’dan Ceyhan’da Gövde Gösterisi

Milliyetçi Hareket Partisi Adana Milletvekili Adayı Mehmet Ali Arslan’ın  Ceyhan’daki Seçim İletişim Merkezi’nin açılışı MHP’nin gövde gösterisine dönüştü.

Arslan,  binlerce kişinin katıldığı seçim iletişim merkezininin MHP’nin iktidara yürüdüğünü ifade ederek, şöyle konuştu:

’’ İktidar tüm hesaplarını MHP’nin önünü kesmek için yapıyor. Ama milletimiz kararlı, yolsuzluğa, hırsızlığa, tek adamlılığa ve hukuksuzluğa dur demek için  bizimle  yürüyor. 7 Haziran, ülkemiz için kangren olan AKP iktidarından kurtuluş  mücadelesidir.  Onların arkasında yandaş medyaları, sermaye grupları ve hatta dünya olabilir. Bizim arkamızda haksızlığa ve zulme başkaldırmış, dünyaya adını altın harflerle yazdırmış yüce milletimiz vardır.  Korkunun ecele  faydası yok.”

Açılışa  MHP Adana İl Başkanı Yusuf Baş, Ceyhan İlçe Başkanı Semih Aksoy,  MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Milletvekili Adayı Mevlüt Karakaya,  Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, MHP MYK Üyesi ve Milletvekili Adayı Muharrem Varlı, Adana Ülkü Ocakları Başkanı Yunus Uzunlu, Ceyhan Ülkü Ocağı Başkanı Süheyl Seçti, Milletvekili Adayları, Ali Aydın (Yörük Ali Paşa), Neslihan Uzun, Sinan Gül ve binlerce vatandaş katıldı.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°