“Bir süre yazmayayım, başka şeyler yazayım, biraz güzel şeyleri paylaşayım,” diyorum; olmuyor. Bırakmıyorlar.

Ankara’da, Mustafa Necati’nin millete bağışladığı, tapusu kendisine ait, İstemihan Talay zamanında, Kültür Bakanlığının restore ettirdiği,Mustafa Necati Kültür Evi’nin adı değiştirilerek, Kozmik Oda senaristi Nuri Pakdil’in adı verildi.Dün CHP Genel Başkan Yardımcısı Yıldırım Kaya ve beraberindeki Sivil Toplum Örgütü yöneticileri,basın açıklaması yapmak isteyince binanın kapıları kilitlendi ve heyet içeri sokulmadı.

Kimdi bu Mustafa Necati de, bu kin bir türlü bitmiyor ve adını unutturmak için her şeyi yapıyorlar?

Çok kısaca…

• Öğretmen, avukat, milletvekili, adalet bakanı, eğitim bakanı, gazeteci ama her şeyden önce insan ve devrimci.
• Ülkemizin en eski futbol kulüplerinden,Altay Spor Kulübü’nün kurucusu.
• İzmir’in işgalinden sonra, Balıkesir’de Kuvayı Milliye ve Yunan kuvvetlerine karşı Direniş Gücü komutanı.
• Himaye-i Etfal Cemiyeti (Çocuk Esirgeme Kurumu) kurucusu. Kızılay, Gençler Derneği, Öğretmenler Örgütü gibi toplulukların yöneticisi.
• Mübadele, İmar ve İskân Vekâletinin kurucusu ve başkanı
• Laiklik ilkesine ters düşen şer’i mahkemelerini kapatan Adalet Bakanı.
• ABD’de yasaklanmasına rağmen Darvin’in Evrim Teorisini okutarak,LAİK eğitimin temellerini atan adam.
• Öğretmen haklarını genişletmek ve “Maarif hizmetinde asıl olan öğretmenliktir” hükmü ile öğretmenliğe itibarkazandırmakiçin kanun çıkaran ADAM.
• Türkiye’nin on bölge merkezinde öğretmen okulları kuran Eğitim Bakanı
• Ülkedeki eğitim seviyesini Avrupa’ya yaklaştırmak için, Avrupa’ya öğrenciler göndererek kaliteli öğretmenler yetiştiren devlet adamı.
• Köy Enstitülerinin öncüsü.

Uzatmak istemiyorum. Sadece bir yönünü anlatacağım.Ankara’da öğretmen yetiştiren bir okul kurmak istiyordu. Araziyi buldu ama her kuruşun hesabını yapan Maliye Bakanı Hasan Saka, bir türlü para vermiyordu. Bir gün Necati doğrudan çıktı Hasan Sakan’nın karşısına,

-“Ben eğitim Bakanıyım. Görevim okul açmaktır. Açamazsan giderim, yerime açan gelir. Siz Maliye Bakanısınız. Göreviniz para bulmaktır. Bulamazsanız ayrılırsınız, bulan gelir,” dedi. Hasan Saka’ya sadece,

-“Bir hal çaresine bakacağız,” demek düştü. Para bulundu ve o okul açıldı.

O okul Gazi Eğitim Enstitüsü idi. Yetiştirdiği binlerce öğretmen ile Eğitimde Türk Rönesansını başlattı. O okul, benim okulum. Bana verdiği terbiyenin yanında, yüzlerce arkadaş/kardeş kazandıran okul.

Hastalandı Mustafa Necati. Apandisit apsesi dediler. Atatürk saat saat takip ediyordu dava arkadaşının durumunu. Bir yılbaşı gecesiydi. Balo vardı. Arkadaşları, Atatürk’ü almaya gelmişlerdi. Atatürk merdivenlerden inerken, telefon çaldı… Merdivenlerden indi, Atatürk. Herkes gözünü bir tarafa kaçırıyordu.

-“Hastaneden haber mi geldi, yoksa,” diye sordu. Yine bakışlar kaçtı birbirinden. Çekildi, Atatürk yan odaya ve bir süre orada kaldı. Ağlamıştı. Sonra,

-“Devlet görevi beklemez, arkadaşlar, gidelim,” dedi.

Ertesi günü,Millet Mekteplerinin açılış töreni vardı. Mustafa Necati hazırladığı töreni göremedi ama orada her yıl, 500.000 kişi okuma yazma öğrendi.

İŞTE UNUTTURMAK İSTEDİKLERİ MUSTAFA NECATİ BU.

• ÖLÜNCE ATATÜRK’Ü AĞLATTI. 

• ŞİMDİ DE, ESERLERİNİ KORUYAMADIĞIMIZ İÇİN UTANCIMIZDAN BİZİ AĞLATIYOR.