Atiye Konseri İptal
Manşet Haber 1.10.2015 11:49:57 0

Atiye Konseri İptal

Atiye Konseri İptal

Çukurova Belediyesi’nce yaptırılan Jurassic Park’ın açılışında yapılması planlanan Atiye Konseri iptal edildi. Açılışta herhangi bir şekilde müzik etkinliği yapılmaması kararlaştırıldı.

Çukurova Belediyesi’nin, 3 Ekim Cumartesi akşamı Jurassic Park açılışını yaparken vereceği Atiye konseri Başkan Soner Çetin’in talimatıyla iptal edildi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun açılışını yapacağı Jurassic Park’la ilgili etkinlik sırasında bir de halka açık konser yapmayı planladıklarını belirten Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin, “Dün, bugün ve neredeyse her gün polislerimiz ve askerlerimiz şehit edilerken, yüreğimiz kan ağlarken, ölüm acıları yaşanırken türkülü şarkılı etkinlik yapmak olmaz, bize yakışmazdı ve iptal ettik” dedi.

NORMAL DÜZENDE AÇILIŞ OLACAK

Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin, 3 Ekim Cumartesi akşamı saat 18.30’da planlandığı gibi Doğal Park 2 içindeki Jurassic Park’ın açılışının yapılacağını, açılış kurdelesinin de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından gerçekleştirileceğini de belirtti. Çetin, “Önce engelliler için özel olarak yaptığımız havuzumuzu, ardından da bölgenin ilk ve tek Jurassic Park’ını açacağız ancak normal düzende bir açılış olacak” demekle yetindi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°