ATO MECLİS BAŞKANI İSMAİL ACI: 2020 EKONOMİNİN YILI OLMALI
Manşet Haber 2.01.2020 19:41:13 0

ATO MECLİS BAŞKANI İSMAİL ACI: 2020 EKONOMİNİN YILI OLMALI

ATO MECLİS BAŞKANI İSMAİL ACI: 2020 EKONOMİNİN YILI OLMALI

Adana Ticaret Odası Meclis Başkanı İsmail Acı, ''2020 yılının Adana ekonomimiz için karamsarlığın son bulduğu yıl olmasını temenni ediyorum'' dedi.
ATO Meclis Başkanı İsmail Acı, 2019 yılının değerlendirirken 2020 yılı beklentilerini de dile getirdiği yazılı açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
“Ekonomimiz üzerindeki riskler ve gelişmeler çerçevesinde, ekonomi yönetiminin yaptığı gerek açıklanan tedbirler gerekse hayata geçirilen reformlarla ekonomide sert savrulmaların önüne geçilme çabalarını izliyoruz ve destekliyoruz. 2020'nin daralma döneminden tekrar büyümeye geçilen, ihracatta rekorların kırıldığı ve rekor cari fazlaların görüldüğü bir yıl olmasını ümit ediyoruz. 2019 yılını tamamlarken ve yeni bir yıla girdiğimiz bu günlerde umut verici düşünceler paylaşmayı ve iş hayatına yansımalarının olumlu olmasını herkes gibi bizler de arzuluyoruz. Böyle buhranlı ortamlarda, daha güçlü bir Türkiye ekonomisi için çok çalışmak zorunda olduğumuzu hepimiz biliyoruz. Daha çok üretmek ve ihraç etmek zorundayız. Güçlü bir Türkiye ve piyasa ekonomisi için güçlü bir ekonomi programına ve kayıt dışı ekonomi ile mücadeleye çok ihtiyacımız var. Bu değerleri kaybetme, erozyona uğratma lüksümüz yok. Gün, sahip olduğumuz yüksek potansiyeli ortaya çıkaracak bir planlama ve iş birliği ile el ele vererek her zamankinden daha fazla çalışmalıyız. Bugün yeni büyüme ve başarı hikayeleri yazma günüdür. Bu çerçevede Cumhuriyetimizin 100'üncü yılına yaklaşırken yazacağımız hikayenin önemi bir kat daha artıyor. Hepimize düşen görevler büyük. Aynı gemide olduğumuzun bilinci ile atılacak adımların sağlamlığının önemi aynı şekilde büyük. Yeni yılda aldığımız konutta düşen faizler, mobilyada yapılan KDV indirimleri hep tüccarımıza ve ekonomimize moral verecek hamlelerdir. Bu indirimlerin tüm sektörleri kapsaması hızla atağa geçmemizi sağlayacaktır. Öz kaynaklarımızı daha verimli kullanmak durumundayız. Tasarruf bizim için üretmek kadar önem arz eden olmazsa olmazımızdır''
Bu coğrafyada ayakta kalmanın yolunun büyük ve güçlü ülke olmaktan geçtiğini, bu yolda daha kaliteli demokrasi, geniş özgürlükler, daha çok reform, daha akıllı büyüme, daha güçlü sanayinin yanında, güçlü finans, tarım ve ticarete ihtiyaçları olduğunu dile getiren Başkan Acı, 'Türkiye ancak böyle büyük ve güçlü bir ülke olabilir. 2019 yılı her ne kadar tüccarımızı yormuşsa da, 2020 yılı heyecan veren projeler ve yatırımlar yılı olsun. Adana tüccarı üretmeye ve ekonomisine can vermeye her zaman hazır olmuştur. Yeter ki, tüccarımızın nefes alacağı, moral bulacağı ortamlar hazırlansın. Biz bunun örneklerini yıllarca gördük. Adana her alanda olduğu gibi bu günlerin atlatılmasında da öncü olmuş bir şehirdir. 2019 yılında olduğu gibi bu yıl da Meclis, Komitelerimiz ve Üyelerimizin emrindeyim. Bu güçlü iradeyi her alanda görmek istiyoruz. Ben bu vesileyle tüm bu temennilere ek olarak yeni yılınızı kutlar sağlık ve esenlikler dilerim''

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°