ATOSEV tartışması
Manşet Haber 19.09.2012 14:43:38 0

ATOSEV tartışması

ATOSEV tartışması

Adana(Ulus)-- Ticaret Odası’nın 2001 yılında 10 yıl süreyle Büyükşehir Belediyesi’yle imzaladığı sözleşme gereğince işletme hakkını aldığı, kamuoyunda kıyı şerit kanununa muhalif olarak yapıldığı tartışılan ATOSEV yeni bir tartışmayı başlattı.
ATO Meclis Üyesi Fatih Köylü, GÜNAYDIN Gazetesi’ne yaptığı açıklamada, halen ATOSEV’in aylık olarak 8 bin liraya bir işletmeciye kiraya verdiği tesislerin Milli Emlak arazisi üzerine yapıldığını, 2011 yılında Büyükşehir Belediyesi’nin mal sahibi olarak ATO ile 10 yıllığına sözleşme imzalanarak burasının kiralandığını belirtti. Köylü, 2006 yılında değişen yasalardan dolayı Milli Emlak’ın burasının kendisine ait olduğunu belirterek kira bedeli istediğini, Temmuz ayında 2 yıllık kira bedelinin 493 bin lira olarak ATO’nun yatırdığını belirtip ‘DSİ’ye ve Büyükşehir’e de bu arada para ödemesi yapılmış. ATOSEV konusu başlı başına bir çelişki manzumesi. Biz bu konuyu mecliste tartışmaya açtık. Gerekirse bu olay adliyelik olacak’ dedi.

ATO yönetiminin DSİ’ye ve Büyükşehir Belediyesi’ne ödemiş olduğu bedellerin ne olduğunu biran önce kendilerine iletmelerini istediklerini belirten Fatih Köylü, 2001 yılında 10 yıllığına imzalanan ve 2011 yılında dolan sözleşmeden sonra ATO yönetiminin iş bilmezliğinden dolayı kurumun zarara uğratıldığını söyledi. Köylü, Başkan Ali Gizer’in meclis üyelerini ve kamuoyunu bu konuda bilgilendirmesi gerektiğini belirterek ‘daha önce bu konuda ATO’nun mahkemelik olduğunu biliyoruz. Belediyenin ödemesi gereken parayı ATO ödeyerek ortada bir sıkıntı oluşmuştur. ATOSEV’in kuruluş amacı ile bugün geldiği nokta arasında yaşananlara bakacak olur iseniz kurumun zarara uğratıldığı ortadadır’ dedi.

2 yıl için ödenen 493 bin lira paraya karşılık ATOSEV’in aylık 8 bin liradan yıllık 96 bin lira kira geliri elde ettiğini ve bunun da 2 yıl ile çarpıldığında 192 bin lira bir gelirin ortaya çıktığını belirten Fatih Köylü, ‘biz bu konuyu geçen ay toplanan ATO meclisinde gündeme getirdik. Bu ay yapılacak olan meclis oturumunda konunun takipçisi olacağız. ATO yönetimi, ATOSEV dosyasını baştan aşağı şeffaf bir şekilde ortaya koysun. Bu konuda neden mahkemeye gidildiğini, belediyeye kaç lira ödendiğini, DSİ’ye ve Milli Emlak’a kaç lira ödendiğini, kaç lira gelir elde edildiğini, sözleşmenin koşullarını, bu koşullar ile ATOSEV uygulamasının kuruma kar veya zarar getirdiğini açıklasın. Biz bu işin peşini bırakmayacağız’ sözleriyle kararlığını ortaya koydu.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

35.8° / 20.3°