Manşet Haber 29.04.2015 12:25:56 0

'Av Turizmi' ne Tepki

'Av Turizmi' ne Tepki

Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü'ne bağlı bölge müdürlükleri tarafından Türkiye'nin birçok ilinde 'Av Turizmi' adı altında çeşitli yaban hayvanlarının avlanması için ihale ilanları yayımlanması üzerine KİHAYKO (Kimsesiz Hayvanları ve Doğayı Koruma Derneği) harekete geçti.

dihayko_adanaCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu, Orman Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu ve TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e açık mektup gönderen KİHAYKO Yönetim Kurulu Başkanı Metin Yıldırım; alınan bu yanlış karardan acilen vazgeçilmesini istedi.

Milli Parklar Genel Müdürlüğü'ne bağlı bölge müdürlüklerince yapılacak ihaleler sonucu Türkiye'nin birçok ilinde 15 ayı, 109 yaban keçisi, 4 çengel boynuzlu dağ keçisi avlanacağını ve açılan ihale sonrası  'Av Turizmi' adı altında katliamlar yapılacağına işaret eden Yıldırım; böylesi bir uygulamada yeterli denetimin mümkün olamayacağını ve bu uygulamanın doğal ortamda yaşayan hayvanların katliamına yolaçacağını belirtti.

Orman Su İşleri Bakanlığınca alınan bu karara tüm hayvan sever camianın ciddi tepkiler gösterdiğini belirten KİHAYKO Başkanı Metin Yıldırım şöyle konuştu:

“Bugün Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere, Başbakanımız, Orman Su İşleri Bakanımız ve TBMM Başkanımıza açık bir uyarı mektubu yazdık. Bu mektupta; alınan bu çağdışı karardan ivedilikle vazgeçilmesini ve katliamlara yol açacak bu uygulama sonrası hayvan sever camianın yaklaşan Genel Seçimlerde bu mevzuatı uygulamaya koyan siyasi iktidara oy vermeyeceğini dile getirdik.”

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°