AVCI: ÖNCE ÇIKARDIĞIN İŞÇİLERİ AL!
SİYASET 7.01.2021 14:54:49 0

AVCI: ÖNCE ÇIKARDIĞIN İŞÇİLERİ AL!

AVCI: ÖNCE ÇIKARDIĞIN İŞÇİLERİ AL!

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Adana İl Başkanı Bünyamin Avcı, “Borç çok” bahanesiyle 3 bine yakın işçiyi çıkartan Adana Büyükşehir Belediyesi’nin tekrar dışarıdan işçi alacak olmasını “Yine yanlış yapılıyor” şeklinde değerlendirdi ve “Madem işçiye ihtiyaç var neden çıkardın? Eğer yeni çalışana ihtiyaç varsa çıkarılan, mağdur edilen işçiler alınmalı, bu yanlıştan dönülmelidir.” çağrısında bulundu.
MHP Adana İl Başkanı Bünyamin Avcı, Adana Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Ulaşım A.Ş’nin farklı alanlarda çalıştırılmak üzere kurum dışı 210 işçi alım talep formu hazırlamasının ortaya çıkmasının ardından açıklamada bulundu. Avcı, “Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar işçi çıkartırken de, alırken de yine yanlış yapıyor” ifadesini kullandı.
BORÇ BAHANESİYLE 3 BİN İŞÇİ ÇIKARILDI
Avcı, şunları söyledi:
“Sayın Zeydan Karalar, göreve geldiği andan itibaren hep borçlardan yakındı, ilk icraatı ve devam eden dönemlerde de akılda kalıcı ‘tek hizmeti’ toplu işçi çıkışları oldu. 3 bine yakın emekçi işçi kardeşimiz kapı önüne kondu. Binlerce işçiyi işinden ederken borçların fazla olması gerekçe gösterildi.”
Şimdi ise yeniden işçi alımları yapılacağına dikkat çeken Avcı, “Dün borçları bahane ederek toplu işçi çıkışları yapan Büyükşehir Belediyesi’nin bugün Ulaşım A.Ş’ye 210 kişilik kadro açması çok manidar. İşçi alımlarının sadece Ulaşım A.Ş ile sınırlı kalmadığı bilgileri de var. Yani alınacak işçi sayısı çok daha fazla.” diye konuştu.
BUNA ALLAH DA KUL DA RAZI OLMAZ
MHP Adana İl Başkanı Bünyamin Avcı “Zeydan bey bir kere daha yanlış yolda yürüyor. Adanalının milyonlarca lirasını tazminat olarak ödemeyi göze alıp çalışmayanı değil çalışanı işten çıkartarak yanlış yapan Sayın Karalar, şimdi de mağdur ettiği işçiler varken dışarıdan işçi alımı yapıyor. Buna Allah da, kul da razı olmaz. Açıkça partizanlık kokan bir anlayış görüyoruz. Adana böyle bir anlayışı hak etmiyor. Böyle bir adaletsizliğe hoşgörümüz yoktur, olmayacaktır. Madem işçiye ihtiyaç var neden çıkardın? Yanlış üstüne yanlış yapılıyor. Birinci yanlış, ikinci yanlışla düzeltilemez! Eğer yeni çalışana ihtiyaç varsa çıkarılan, mağdur edilen işçiler alınmalı, bu yanlıştan dönülmelidir.” dedi.


YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°