AYAMDER: İNŞAATLARI DURDURMAK ZORUNDA KALDIK!
Manşet Haber 13.09.2021 12:03:09 0

AYAMDER: İNŞAATLARI DURDURMAK ZORUNDA KALDIK!

AYAMDER: İNŞAATLARI DURDURMAK ZORUNDA KALDIK!

Adana Yapı Müteahhitleri Derneği (AYAMDER) Çimentoya yapılan zamların hiçbir ekonomik mantığa uymadığını, bir an önce acil bir çözüme kavuşturması gerekliliğine dikkat çekerek İnşaat Sektörünün iş yapamaz hale geldiğini açıkladı.
AYAMDER Başkan Yardımcısı Tamer Gülcan ve AYAMDER Genel Sekreteri Zafer Ofluoğlu iş bırakma eylemlerinin son çare olarak seslerini duyurmak için gerçekleştirdiklerini ifade etti. Tamer Gülcan ve Zafer Ofluoğlu yaptıkları açıklamada, şöyle dediler:
“Çimentoya gelen zamların enflasyon ve döviz kurundaki dalgalanmanın çok üstünde AYAMDER olarak bağlı bulundukları İMKON (İnşat Müteahhitleri Konfederasyonu) ile eş zamanlı olarak 2 Eylül’de yapılan toplantı ile boykot kararına katılma kararı aldık. 9 Eylül itibarıyla da İş Bırakma eylemine başladık. 40’ın üzerinde dernek eyleme katıldı. Üyelerimizin şantiyelerinde işler durdu. “
Fiyatlarda bir gerileme olmaması durumunda yeni boykot kararlarının tekrar gündeme geleceğini belirten AYAMDER Başkan Yardımcıları, Gülcan ve Ofluoğlu, “Geçen yıl 150 lira olan çimentonun ton fiyatı 400-450 liraya geldi. Sektör olarak beklentimiz bunun 280-300 lira seviyesinde olması. Fiyatlardaki bu kabul edilemez artışın nedeni ihracat değil. Bugün çimento üreticileri iç piyasaya pahalı ürün vermek için üretim kapasitelerini tam olarak kullanmıyorlar. Yaşanan yüksek zamların, vatandaşı, kentsel dönüşümü, ucuza konut erişimini, istihdamı olumsuz etkiliyor.” dediler.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°