AYHAN BARUT: AVRUPA’NIN ÇÖPLÜĞÜ OLMAYALIM
DÜNYA 18.04.2021 09:00:38 0

AYHAN BARUT: AVRUPA’NIN ÇÖPLÜĞÜ OLMAYALIM

AYHAN BARUT: AVRUPA’NIN ÇÖPLÜĞÜ OLMAYALIM



Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, 'geri dönüşüm' gerekçesiyle Avrupa'dan Türkiye'ye ithal edilen ağırlıklı plastik atıklardan oluşan çöplerin Adana'da doğaya, tarım alanlarına, su kaynaklarına ve insan sağlığına büyük zarar verdiğini söyledi. İthal edilen geri dönüşüme uygun olmayan atıkların maliyetten kaçınmak için dökülüp atıldığı yerlerde inceleme yapan Ayhan Barut, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı'nı 'felaketi' önlemeye çağırdı.
VAHİM DURUMU YERİNDE GÖRDÜ
Adana'nın Seyhan İlçesi'ndeki tarım arazileri, dere ve sulama kanalları ile yerleşim alanlarına dökülen, atılan ve buralarda kontrolsüzce yakılan ithal atıkları yerinde görüp incelemelerde bulunan CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut, yaşanan vahim duruma büyük tepki gösterdi. Geri dönüşüm şirketlerince İngiltere, Almanya ve Hollanda gibi Avrupa ülkelerinden ithal edilen çöplerin yasalara aykırı biçimde doğaya bırakıldığını ifade eden Ayhan Barut, 'Adana, Avrupa ülkelerinin çöplüğü haline geldi. Bu vahim tablonun son bulması için seferber olmalıyız' dedi.
'FELAKET SON BULSUN'
Çin'in 2018 yılında çöp ithalatını yasakladığını anımsatan Ayhan Barut, şunları kaydetti:
'Türkiye'deki dönüşüm firmaları özellikle İngiltere, Almanya ve Hollanda gibi ülkelerden çöp ithal etmeye giriştiler. Ülkemize getirilen çöp yığınlara daha çok Adana'ya getirildi. Amaç dönüşümdü ancak uzmanların da söylediği gibi bu çöplerin ancak yüzde 10'u dönüştürülebiliyordu. Kalan atıkların yüzde 90'ı su kenarlarına, tarım alanlarına ve yerleşim yerlerinin etraflarına dökülüyor. Bu durum halk sağlığı, sularımız, çevremiz, doğamız ve tarım alanlarımız için büyük tehdit, zarar ve risk oluşturuyor. Buradan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığını göreve çağırıyoruz. Gelin, bu işin denetimini yapın, kontrol altına alın. Halk sağlığı, su kaynakları, tarım, çevre önemlidir. Bu atık felaketi son bulsun, çare üretilsin

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°