AYHAN BARUT, GEÇİCİ İŞÇİLERİ MECLİS GÜNDEMİNE TAŞIDI
Manşet Haber 11.04.2021 21:01:39 0

AYHAN BARUT, GEÇİCİ İŞÇİLERİ MECLİS GÜNDEMİNE TAŞIDI

AYHAN BARUT, GEÇİCİ İŞÇİLERİ MECLİS GÜNDEMİNE TAŞIDI



Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, kamudaki geçici işçilerin kadro sorunlarını Meclis gündemine taşıyıp mağduriyetin giderilmesini istedi. Tarım ve Orman Bakanlığı'na bağlı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) bünyesinde çalışan geçici işçilerin feryadını dile getiren Barut, bakanlığı çözüm bulmaya çağırdı.
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli tarafından yanıtlanması istemiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı'na soru önergesi sunan CHP Adana Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, '2011-2014 yılları arasında Tarım ve Orman Bakanlığı'na bağlı TAGEM'e 2000 kişilik geçici işçi alımı yapılmıştır. 5620 sayılı kanun gereği bu işçiler yılda 5 ay 29 gün vize çalışmakta idiler. Ancak kanun gereği bu işçilere 02.01.2018 tarihi itibariyle Maliye Bakanlığı onayı ile 4 ay fazla çalışma imkanı sağlanmış olsa da bu durum çalışanların özlük haklarını elde etmeleri önünde bir engel oluşturmuştur' dedi.
'İŞ GEÇİCİ, SORUNLAR KALICI'
Bakanlık bünyesindeki geçici işçilerin sorunlarına dikkat çekerek çözüm bulunması için harekete geçilmesini isteyen Ayhan Barut, şunları kaydetti:
'TAGEM'deki geçici işçiler çalıştıkları gün sayısı itibariyle toplu iş sözleşmesi haklarından da faydalanamıyor. 2021 yılına geldiğimizde ise bu işçiler görmezden gelinerek dışardan 826 kişi daimi kadroya alınmıştır. TAGEM’e bağlı 48 kurum arasında 7 kurumda büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık, tavukçuluk, su ürünleri ve arıcılık faaliyetleri ve bu kurumların yedekleme istasyonları olarak kullandığı illerdeki geçici işçilerin süreleri dolduktan sonra eksik kalan zamanlardaki personel ihtiyacı başka şekillerde karşılanmaktadır. 10 yılı aşkın süredir fazlasıyla vasıflı duruma gelen geçici işçiler kadro verilmemesi sebebiyle gelecek kaygısı yaşamakta, çocuklarına iyi bir gelecek hazırlayamamakta ve evlerini dahi geçindiremeyecek duruma gelmektedirler. Ayrıca 2023 yılına kadar kadrolu personel alınacağı söylenmiş ve alımlarda 40 yaş sınırlaması olduğu için bu işçilerin çoğu İş-Kur üzerinden dahi müracaat edememektedirler. '
CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut'un önergesinde şu sorulara yanıt arandı:
'1- Mevcutta geçici işçi kadrosu ile çalışan işçiler görmezden gelinerek neden dışardan 826 işçi kadrolu olarak işe alınmıştır?
2- Bu işçilere kadro verilmemesinin gerekçesi nedir?
3- Türkiye’nin kanayan yarası olarak bilinen ve yıllardır çözüme kavuşturulamayan, 10 yılı aşkın süredir büyük bir özveri ve emek ile çalışan geçici işçilerin mağduriyetlerini gidermek adına herhangi bir adım atacak mısınız?
4- Kadroya alınmayan geçici işçileri kadroya almak ve 12 ay çalışmalarını sağlamak adına herhangi bir planlama yapacak mısınız?
5- 2023 yılına kadar kadrolu personel alınacağı iddiaları doğru mudur? Doğru ise alınacak kadrolara mevcutta kadrosuz olarak çalışanlar için bir öncelik hakkı tanıyacak mısınız?'




YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°