BABALAR GÜNÜNDE, BABALAR HER TÜRLÜ SAYGIYI HAK EDİYOR

BABALAR GÜNÜNDE, BABALAR HER TÜRLÜ SAYGIYI HAK EDİYOR

Baba Olan Babaları Kutlarım.
Bugün babalar günü. Hemen her gün bir birden çok günü anıyor ve kutluyoruz. “BABALAR GÜNÜNÜN” tarihçesine bakıldığında çok da ciddi bir gerekçesi ve tarihçesine ulaşılamadı. Herhangi bir gerekçe aramaya da gerek yok. Çünkü herkesin bir annesi olduğu gibi bir de babası vardır.
Babalar günü fikrinin Anneler Günü'nden ilham alan ABD Washington'da yaşayan Sonoro Smat Dodd tarafından 1909'da önerildiği belirtiliyor. Daha sonraları ABD başkanları babalar gününün kutlanmasını önemsemişler.
Hangi gerekçe ile ve hangi zaman diliminde kutlanırsa kutlasın, babalar katkı ve etkileri ile balağın saygınlığını ve iç huzurunu hak ediyorlar. Varlığı ile çocuğuna güven veren, tecrübesi ve bilgi birikimi ile yol gösteren, kişiyi hayata hazırlayan, her zaman gölge olan güçlü kişilik olarak babaların gününün kutlanmasının ötesinde ciddi saygı ve sevgiyi hak etmektedir.
Önce hayata olan bir babası olan ve sonra da bir baba olma nedeniyle baba ve annelerin çocukları için gösterdikleri fedakârlıklar biyolojik ebe beyinliğin ötesinde bir vericiliktir. Bu nedenle gerçekten baba ve babacan olan babaların babalar gününü içtenlikle kutlarım. “Hayatta ben en çok babamı sevdim” diyordu Can Yücel.

Nazim Hikmet ise;
“Baba!
Babam, ağabeyim, kardeşim, arkadaşım
Ne zulüm, ne ölüm, ne korku
Başımı eğmez!
Yalnız senin elini öpmek için
Eğilir başım”.
Babam, ağabeyim, kardeşim
Arkadaşım…

Evet, insanın baba gibi bir babası olmalı. Baba, ağabey, kardeş olarak baba olmak/olabilmek. Zor iş baba olmak. Bilemiyorum ne kadar başarabildik. Biyolojik olsun, olmasın gerçekten baba olan, babacan babaların babalık gününü bir gün değil, her gün kutlamak gerek.

20 Haziran 2021, Adana
Prof. Dr. İBRAHİM ORTAŞ
Çukurova Üniversitesi/ Ziraat Fakültesi / Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü. Adana
iortas@cu.edu.tr;ibrahimortas@gmail.com

İbrahim ORTAŞ

20.06.2021 19:53:25

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


“ SEYHAN BİZİM VAZGEÇİLMEZİMİZ”

CHP ADANA ÖRGÜTÜ GENEL SEÇİMLERE HAZIRLANIYOR

DEMİRÇALI’YI ZİYARET ETTİ

VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI