'BAĞIŞIKLIK' SİSTEMİNİ BOZMAKTAN BAŞKA...

'BAĞIŞIKLIK' SİSTEMİNİ BOZMAKTAN BAŞKA...


“Bağışıklık” sistemini bozmaktan başka…





“Evde kalan” magazin isimlerin sosyal medyadan paylaştıkları, paylaşırken bile kazanç sağladığı görüntüleri yayınlanırken, üstelik corona virüs salgını nedeniyle “evde kal” uyarısına uydurulmak zorunda bırakılan “dar evlerde” yaşamlarını sürdürenlerin yaşadıklarını gören yok!





Kocaman evlerde, kocaman bahçesinin ortasında yer alan havuzun başında, kuş sütü eksik kurulu masa başında, rengarenk karışını yudumlayarak konuşuyorlar…





“Evde kalıyorum, sende evinde kal” demekle kalmayıp; içinde bulundukları varsıllıkları, aynı anda ulaştıkları ne varsa sergilemekten de geri kalmıyorlar!





Bu paylaşımlar tevilerin magazin izlencelerini bırakın, haber saatleri arasında bile; daracık evlerde, kalabalık sayıda yaşamlarını sürdüren ailelerin gözlerine “uyulsun” diye” örnek isimler” olarak gösterilirken…





Fatih Altaylı, sunduğu Teke Tek izlencesinde tepkisini gösterirken şunları söyledi:





'Bir takım ünlüler fotoğraflar yayınlıyorlar ve 'Hayat Eve Sığar' diyorlar. 2 konser veriyorum 500 bin TL indiriyorum. 3 milyon dolarlık evde oturuyorum, evim 500 metrekare, karım var çocuğum var 2 tane hizmetçim var hayat eve sığar! Öyle eve babam da sığar. Ama 55 metrekare evde 6 kişi yaşıyorsan hayat eve daha zor sığıyor'





***





Yüz metre karelik dairelerde, ya da kapısı sokağa açılan bir mutfak/ iki oda evlerde kalan beş-altı kişiyle yaşamlarını sürdüren, üstelik yapacakları “en küçük” yanlışı cezalandırılan…





Ekmeği bulsalar katığını, katığını bulsalar ekmeğini edinmek için alana/ yollara çıkmak zorunda olan “dar gelirli” yurttaş için;





Yaşananlar ne denli zorsa, bilinsin ki “sanatçı” adıyla andırılan magazinciler de bu salgında yara almaktan kendilerini koruyamıyorlar!





***





Corona virüs salgını nedeniyle önemli kararlar alınacak günler yaşanıyor, tüm dünyada…





Yurttaşın “evde kal” uyarısına uymaları için her gün yeni “paketler” açıklanıyor!





Bizde şu ana dek işsizin, iş yapamaz duruma gelenin, sıkıntı yaşayanın, sokaktan yaşamını yazanın koşullarını iyileştirici somut karar alınmadı!





Yaşananın acı yanı, “iktidar” magazin dünyasının “sırtarık” isimlerinin paylaşımları ile oyalamaktan yana…





***





Şunları açık biçimde yazmakta yarar var:





“Dar gelirli” için “evde kal” uyarısına uymak her yönüyle acı verici, incitici…





Villasının bahçesinde içeceklerini yudumlayanların da anlayacağı bir şey değil bu!





Ev hanımlarının günlerce “yaşam alanı” olan “ev”, yaşamını dışarıda kazananlar için işkenceden/ cezadan/ acıdan başka bir şey değil!





Bir haftayı geçti, evdeyim; uğraşacağım alanlar olmasına karşın, her şeyiyle zorluklarla dolu!





En düşündürücü olanlardan biri de; gündüz saatlerinde teviye çıkan uzmanların, evde kalanlar için beslenme konusunda söyledikleri…





İnanır mısınız, ben sıkıldım onları dinlemekten!





Bağışıklığı korumak için gerekli olan beslenme ürünlerini günlük nasıl/ hangi oranda tüketilmesinin doğru olduğunu anlatırken, “dar gelirli” yurttaşın bu ürünleri nereden/ nasıl sağlayacaklarını belli ki göz önünde bulundurmuyorlar!





Brokoli, kırmızı lahana, organik tahıl, tüm yeşillikler, kırmızı et…





Birkaç gün önce bir uzman, “bağışıklık” sistemine en büyük zarar veren olguların başında “stresin” geldiğini şemayla açıkladı!





“Stresin” ortaya çıkmasının nedeni olarak da her tür “sıkıntıyı” gösterdi!





Acıkırsın yiyemezsin, seversin alamazsın, gücün var çalışamazsın, gençsin işsizlikle boğuşursun, ev hanımısın ocakta pişirecek bulamazsın, babasın evin gereksinmelerini karşılayamazsın…





Teviye çıkan uzmanların, magazin isimlerin “dar gelirlinin” yaşamını/ olanaklarını göz ardı ederek kullandıkları sözler/ paylaşımlar, zaten başlı-başına “stres” nedeni.





***





Altaylı’nın sözleri konuşulurken, yine bir magazin ismi, “bu tür sözler toplumu ikiye böler, benim böyle bir evim varsa, ya da bu besinleri sağlayacak olanağa sahipsem suçlu mu sayılmalıyım” dedi.





Seksen milyon içerisinden, hangi koşulları deneyerek “orada” olduğu bilinmiş olsa da…





Toplumun “duyarlılık” gerektiren günlerinde bile bu denli “yabancılaşmayı” öngören tutum sergilemeleri ne yaşamlar, ne insanla, ne şu an içerisinde bulunulan süreçle bağdaşır bir durum değil!





Bugüne değin tavuklarına ”kışt” diyen olmadı;





Bugün de “dar gelirliyle” alay edercesine paylaşım yapmaları,





Bir diğerinin mahalle pazarlarında “zor” bulunacak, bulunsa bile “alım gücü” yoksunluğundan dolayı ulaşılması zor besinleri salık verilmesi “hoş” değil!





Bu yaklaşım “bağışıklık” sistemini bozmaktan başka bir işe yaramaz!  



Oktay EROL

3.04.2020 13:25:23

YAZARLAR


MHP İL BAŞKANI KANLI: 31 MART SEÇİMLERİ HALKIN MEVSİMSEL TERCİHİ"

ADANA’DAN DÜNYAYA SEVGİ, DOSTLUK VE BARIŞ MESAJI

SEYHAN NEHRİ ÜZERİNDE VOLEYBOL, TENİS VE KONSER

ANADOLU EMEKLİLER DERNEĞİNDEN DAYANIŞMA

YÜREĞİR BELEDİYESİ PORTAKAL ÇİÇEĞİ KARNAVALI’NDA

KAYIP ALTIN KEMER ŞAMPİYON GÜREŞÇİDE

ULUSLARARASI FOTOĞRAFLAR ADANA TEPEBAĞ’DA GÖRÜCÜYE ÇIKTI

ÇALIŞANLAR ARTIK ‘RUH SAĞLIĞI İZNİ’ DE ALIYOR!

ABB BAŞKANI MEZUN OLDUĞU LİSAYİ ZİYARET ETTİ

TEKİN: MUHTARLARIMIZLA HİZMET SÖZLEŞMESİ YAPACAĞIZ

ADANA PORTAKAL ÇİÇEĞİ KARNAVALI’NDA REKOR MERT DEMİR KONSERİNDE

BU BESİNLER, ALZHEİMER VE PARKİNSON RİSKİNİ AZALTIYOR!

"YANGINDAN MAL MI KAÇIRIYORSUNUZ?"

DÜNYA SANAT GÜNÜ’NDE ÜÇ SANATÇIYA ÖDÜL

İLACA ERİŞİM ENGELLENEMEZ!

BİRİKTİRME HASTALIĞI BELİRTİLERİ!

ADANA PORTAKAL ÇİÇEĞİ KARNAVALINDA HER GÜN ETKİNLİK