Bakır: Adana yine sular altında
Manşet Haber 21.12.2012 12:02:11 0

Bakır: Adana yine sular altında

Bakır: Adana yine sular altında

Adana(Ulus)--İnşaat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Abdullah Bakır, Adana’nın birçok noktasını esir alan su baskınları sonucu kilitlenen trafiğin çözümü için sorumluları bir kez daha önlem almaya, altyapı yatırımlarını önemsemeye davet etti.

İMO Adana Şube Başkanı Abdullah Bakır, Adana’nın yağışlara teslim olduğunu belirterek,    “Ne yazık ki, en küçük ve sıradan doğa olayı Adana için turnusol kâğıdı işlevi görmektedir. Bunun son örneği 20 Aralık Perşembe günü yaşanmış, sağanak yağmur, kent trafiğini kilitlemeye yetmiş, yağış süresi gün boyu sürünce sokaklar, caddeler, bulvarla, apartman ve iş yerlerinin bodrum katları yağmur suyuna teslim olmuştur.” dedi.

subaskini_gazetelerBakır, yaşanan su baskınları ve kilitlenen kent ulaşımı ile ilgili açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

“Her yağmurda benzer tablo açığa çıkmakta, sorumluların hamaseti, vatandaşın şikâyetini bastırmakta, bir sonraki yağmurda aynı sorunlar yeniden gündeme gelmektedir. Adana ve sorunları başlığı altında gerçekleşecek bir sosyolojik çalışmanın, kentsel sınırları dışına taşarak, “dejavu” tespitine kadar götürülmesi mümkündür.

 

BU TABLO YILLARIN İHMALİ

Kentimizin bugün içinde bulunduğu tablo, açık ki yılların ihmalidir. Bugün gerçekleştirilmeyenler ise geleceği töhmet altında bırakacaktır. Açık ki bu, kente dair felsefik-sosyolojik bir formüldür. Böylesine bir formüle ihtiyaç duyulmasının nedeni, kentlilerin, kente dair söz söyleyen meslek odalarının, bilim insanlarının çaresizliği gibi olsa da, bu yaklaşımın temel amacı, yerel yöneticilere toplumsal ve tarihsel bir sorumlulukla karşı karşıya olduğunu hatırlatmaktır.

 

ALTYAPI YATIRIMLARI LÜKS SAYILDI

Adana’nın kapısı sanki yatırımlara kapatılmış, çarpık kentleşme kenti teslim almış, kente göç durdurulamamış, işsizlikle boğuşan kent adeta kaderine bırakılmıştır. Bir taraftan alt yapı yatırımları lüks gibi algılanmış, yağmur suyu deşarj kanalları yapılmamış, yağmur suları kanalizasyon sisteminden tahliye edilmeye çalışılmıştır. Bu kanalların kanalizasyon ve yağmur suyunu birlikte tahliye etmesinin mümkün olmadığı bir daha görülmüştür. Makyajı yenileme yerine, kalıcı çözüm getirecek projeleri hayata geçirecek teknik iradenin oluşturulması tercih edilmemiştir.

SU BASKINLARI VE ULAŞIM KEŞMEKEŞLİĞİ

Kent panoramasının bir kısmında su baskınları bulunuyorsa, bir kısmında da keşmekeş haline gelen kent içi ulaşım sorunu yer almaktadır. Adana’nın birinci öncelikli sorununun çarpık kentleşme, plansız yerleşimiyle, bölgedeki işsizlik sıralamasında ilk sırada bulunması arasında neden-sonuç ilişkisinden ziyade, mevcut durumun bir bütün olarak iç karartıcı olduğunu göstermektedir.

Yaşanan su baskınları ve dönem, dönem öne çıkardığımız, çözülmesini istediğimiz sorunlar, kent hayatını belirleyen olumsuz argümanlar yine kendini göstermiş, hayatı çekilmez kılmıştır.

İnşaat Mühendisleri Odası Adana Şubesi olarak, kentimizin birçok noktasını esir alan su baskınları sonucu kilitlenen trafiğin çözümü için sorumluları bir kez daha önlem almaya, altyapı yatırımlarını önemsemeye, çağırıyoruz.

Şunu herkes bilmelidir ki, Adanalılar ne su baskınlarını, ne de kördüğüm olan kent içi ulaşımı, ne çarpık kentleşmeyi, işsizliği ve yoksulluğu hak etmektedir.'

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°