BALCILAR SON YOLCULUĞUNA UĞURLANDI
Manşet Haber 21.10.2016 19:45:11 0

BALCILAR SON YOLCULUĞUNA UĞURLANDI

BALCILAR SON YOLCULUĞUNA UĞURLANDI

82 yaşında yaşamını yitiren Av. Hülagü Balcılar son yolculuğuna uğurlandı.
Adana Barosu üyesi Av. Hülagü Balcılar Eski adliye binasında düzenlenen törende, bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Baro Genel Sekreteri Av. Merdan Özberk, merhumun özgeçmişini okuldu. Baro Başkan Av. Mengücek Gazi Çıtırık, duygularını şöyle ifade etti:
'Bir çınarı son yolculuğuna daha uğurluyoruz. Adliye 'de yeminle başladığımız avukatlık sürecini yine adliyede cenazemizin alınmasıyla noktalıyoruz. Bir baba dostunu, üstadı, hukuk ve siyaset adamını yitirmenin üzüntüsünü yaşıyorum. Kendisi inancını yitirmeden ve davasında eğilmeden, bükülmeden şartlara göre kalıp almayan biriydi. Tüm sevenlerine, Adana Barosu ve Balcılar ailesine başsağlığı diliyorum. Çukurova toprağına ve buradan Türkiye'ye kendisini kanıtlamış biridir'
Av. Mahmut Ünal da, Balcılar ile uzun birliktelikleri olduğunu belirterek, 'Hep milletini düşündü. 'Hayatımın Aynasında Yakın Tarih' isimli eserinde de milletinin ne kadar yüce olduğundan bahsediyor. İçi çok yanıyordu. Hiçbir zaman mücadelesinden dönmedi, eğilmedi, bükülmedi. Makam ve mevki peşinde asla olmadı. Kendisini kaybetmenin üzüntüsü içerisindeyim. Adanalılar, onu iyi tanırdı. Çok saygın bir avukattı. Hiçbir zaman bir meslektaşının kalbini kırmamıştır.' diye konuştu.
Törene Cumhuriyet Başsavcı Vekili Cumali Tülü, merhumun ailesi, sevenleri ve önceki dönem baro başkanları Av. Ziya Yergök, Av. Necati Erdem, Av. İsmet Altuğ, Av. İbrahim Gazioğlu katıldı.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°