Ballı Kentlerimiz
Manşet Haber 12.10.2013 12:02:27 0

Ballı Kentlerimiz

Ballı Kentlerimiz

bal_balTürkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, bal üretiminde Çin’in ardından dünya ikincisi olan Türkiye’nin 89 bin 162 tonluk üretiminin yüzde 12,85’ini Ordu, yüzde 12,07’sini ise Muğla illerinin karşıladığını bildirdi.

Bayraktar, Ordu’nun bal üretiminin 11 bin 458, Muğla’nınkinin ise 10 bin 765 tonu bulduğunu belirtti. Üretim sıralamasında Adana’nın, yüzde 9,33 pay ve 8 bin 321 tonla üçüncü sırada olduğunu bildiren Bayraktar, “ilk üç il, toplam bal üretiminin yüzde 34,25 ile üçte birinden fazlasını üretiyor” dedi.

Şemsi Bayraktar, 2011 yılında dünyada üretilen 1 milyon 632 bin 569 ton balın yüzde 26,4’ünü, 431 bin tonunu Çin’in ürettiğini ve bu ülkenin açık farkla birinci sırada bulunduğunu belirtti. Üretimde ikinciliği, 2011 yılında, yüzde 5,77 pay ve 94 bin 245 tonluk üretimiyle Türkiye’nin aldığını vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:

“Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 1,1’ini ülkemizin oluşturduğu düşünülürse, Türkiye’nin dünya üretiminin yüzde 5,77’sini karşılaması çok önemli bir olaydır. Türkiye’yi 70 bin 300 tonla Ukrayna, 67 bin 294 tonla ABD, 60 bin 10 tonla Rusya, 60 bin tonla Hindistan, 59 bin tonla Arjantin, 57 bin 783 tonla Meksika, 53 bin 675 tonla Etiyopya, 47 bin tonla İran, 41 bin 604 tonla Brezilya izlemektedir.

Bal üretimi Kanada’da 35 bin 520, İspanya’da 34 bin 624, Tanzanya 34 bin 100, Almanya’da 25 bin 831, Romanya’da 24 bin 127, Kenya ve Güney Kore’de 24 bin, Angola’da 22 bin 900, Uruguay’da 19 bin 100, Macaristan’da 17 bin 500 ton düzeyinde bulunuyor. Dünyada 137 ülkede bal üretiliyor.”

 

dünya ülkeleriyle yarışıyor

 

Bayraktar, Ordu ilinin, 11 bin 458 tonluk bal üretimiyle dünya üretiminde 29’uncu sırada bulunan ve 11 bin 302 ton bal üreten Çek Cumhuriyeti’nden, 9 bin 592 ton bal üreten 30’uncu sıradaki Bulgaristan’dan, 9 bin 450 ton bal üreten 31’inci sıradaki Yeni Zelanda’dan, 9 bin 400 ton bal üreten 32’inci sıradaki İtalya’dan, 8 bin 700 ton bal üreten 33’üncü sıradaki Şili’den ve 8 bin ton bal üreten 34’üncü sıradaki Tayland’dan fazla bal ürettiğini vurguladı. Muğla’nın, 10 bin 765 ton bal üretimiyle yine 30’uncu Bulgaristan, 31’inci Yeni Zelanda, 32’inci İtalya ve 33’üncü Şili’yi geçtiğini belirten Bayraktar, “Adana ise dünya 34’üncüsü olan Tayland’ı geride bırakıyor. Bu illerin geride bıraktığı ülkeler arasında Portekiz, Küba, Mısır, İngiltere, Avusturya, Cezayir, İsviçre, Sırbistan, Pakistan, Tunus, İsveç, İsrail, Japonya gibi ülkeler de bulunuyor” dedi.

 

Ordu üretimde, Muğla Kovan Sayısında

 

Bal üretiminde Ordu’nun 487 bin 214 kovan ve 11 bin 458 ton üretimle birinciliği, Muğla’nın 710 bin 949 kovan 10 bin 765 ton üretimle ikinciliği, Adana’nın 428 bin 59 kovan 8 bin 321 ton üretimle üçüncülüğü aldığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti:

“Türkiye’de 2012 yılında 6 milyon 348 bin 9 kovan ve 89 bin 162 ton bal üretildi. Bal üretiminde dördüncü sırayı 214 bin 521 kovan ve 3 bin 159 ton üretimle Mersin, beşinci sırayı 208 bin 550 kovan 2 bin 907 ton üretimle Aydın aldı. İzmir, 182 bin 17 kovanda ürettiği 2 bin 873 ton balla altıncı, Balıkesir 140 bin 625 kovanda ürettiği 2 bin 485 ton balla yedinci, Sivas 202 bin 529 kovanda ürettiği 2 bin 364 ton balla sekizinci, Antalya, 195 bin 188 kovanda ürettiği 2 bin 355 ton balla dokuzuncu oldu.

Bal üretiminde bu illeri, 1634 tonla Denizli, 1523 tonla Bingöl, 1350 tonla Siirt, 1296 tonla Hakkari, 1281 tonla Şanlıurfa, 1247 tonla Trabzon, 1186 tonla Erzurum, 1185 tonla Samsun, 1178 tonla Diyarbakır, 1086 tonla Giresun, 1074 tonla Hatay, 1074 tonla Erzincan, 1070 tonla Elazığ, 1048 tonla Çanakkale takip etti.

Dünyaca ünlü Anzer balının üretildiği Rize, 85 bin 189 kovanda 645 ton bal üretimiyle 36’ıncı sırada yer aldı.İller arasında bal üretiminde son üçü de 112 tonla Nevşehir, 80 tonla Kırşehir ve 9 tonla Kilis paylaştı.”

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°