Bana masal anlatmayın!

Bana masal anlatmayın!

Masalı uzun,uzun anlatmama gerek var mı?

Bu ülkede o kadar çok masal varki, herkes biliyordur.

Uykudan önce iyi gelir, “ninni” gibi.

Lafa gelince, herkes milliyetçi maşallah.

Ama dönün bakın geriye.

Önüne gelen gitmiş ülkeyi yabancıya şikayet etmiş.

Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eşi, AİHM’e gitmiş.

Neden basit Başörtüsü nedeni ile okuyamamış.

Gerçi sonradan başa gelince yok öyle bir şey demiş ama,iş, işten geçmiş!...

Koltuk bu, sonradan değişik huylar edindiriyor insana.

*        *       *

Tayyip erdoğan hergün İsrail’e saydırıyor.

Ama, gelin görünki, filoya katılan 20’nci gemide oraya çalışıyor.

İşi bilecen, işe gitmeyecen taktiği.

*         *       *

Ankara Belediye Başkan adayı, Mansur Yavaş.

Seçimi kılpayı kaybedince,önce, YSK’ya, sonra,AİHM’e başvurmuş.

Nede olsa Milliyetci kanattan geliyor.

Güvenememiş ülkenin Adaletine.

Gerçi haksızda sayılmaz.

Ama neden gidip Arap Adaleti değilde,hırıstiyan adaleti?

Gerçi Bülent Arınç,i.melih Gökçek’le al,takke ver külah olunca açıkladı aslında sonucu!...

*         *        *

Yabancı topçu getiriyoruz ülkeye.

Adamlar disiplinli, ne yazıyorsa ona uyacan diyor.

Cicim ayları bittimi, adamlarım maaşını bile vermemek için on takla atan yöneticiler var.

E, adam FİFA’ya baş vurdumu vatan haini ilan ediyoruz adamı.

Elimizden gelse linç edeceğiz garibanı.

Başta iki kuruş verip sorunu halledeceğimize mahkeme sonrası on lira versen kurtulamıyorsun.

*          *         *

Düşünün,

Ülkesinde barbarlıkta insan bırakmayan ESAD bile bizi şikayet ediyor.

Türkiye ülkedeki bunalımı körüklüyor diyor.

*          *        *

Ermeni laheye gitmiş.

Ülke mallarımın üstüne kondu, onu istiyorum diyor.

Alevi,çocuğumun eğitimi Alevi göreneklerine göre olsun diyor.

Ve gidiyor AİHM’e şikayet ediyor.

*          *        *

Adam çalmış, çırpmış yani “deveyi hamudu”ile götürmüş.

Ülke adaletine şikayet etmiş, kendi suçlu bulunmuş.

Neden basit.

Görmeyecen, duymayacan.

*          *         *

Çocuklarımızı artık ekmek almaya bile gönderemiyoruz.

Nerden geldiği belli olmayan mermi adres sormuyor.

Adalete gidiyor Ana,Baba, ama orada bile,dayak yiyor.

Eşim diyor ki,

Sende herkes gibi ol, cebini doldur, başını belaya sokma.

Senmi değiştirecen bu sistemi?

48 müslüman ülke var.

Ve 22 si açlık sınırında gidip geliyor.

Ve hepsinin liderleri zenginlikte Dünya sıralmasına giriyor.

Kimse bana Milliyetçilik, Din, iman siyaseti anlatmasın.

Yani masal dinleyecek vaktimiz çoktan geçti.

Sen konuşmasan, ben konuşmasam korkarımki, yarın üstünde konuşacağımız Ülkede kalmayacak.

Yani kimse bana masal anlatmasın, her şey duygusal.

Yani, Para, para, para...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Süleyman YALÇIN

21.04.2015 15:34:13

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI