BAROLAR
Manşet Haber 18.06.2020 13:28:16 0

BAROLAR 'SAVUNMA YÜRÜYÜŞÜ'NE HAZIRLANIYOR

BAROLAR 'SAVUNMA YÜRÜYÜŞÜ'NE HAZIRLANIYOR






 “AVUKATLIK YASA DEĞİŞİKLİĞİ”GERİ ÇEKİLMESE BAROLAR YÜRÜYÜŞ YAPACAK





Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, Ankara Barosu Başkanı Av. Erinç Sağkan ile birlikte  twitter.com/aytakaytac ve youtube:kemal aytaç üzerinden yayınlanan “Adalet Güncesi” adlı söyleşiye katıldı.  “Avukatlık Yasa Değişikliği” hakkındaki düzenlemenin geri çekilmemesi halinde baroların başlatacakları eylemler hakkında bilgilerini, görüş ve düşüncelerini paylaştı.





Baroların yapısı ve seçim sistemi ile ilgili yapılması düşünülen ve son günlerde sıkça tartışılan yasal düzenleme hakkındaki düşüncelerini geçtiğimiz hafta TBB Başkanı Av. Metin Feyzioğlu, TBB Yönetim Kurulu Üyeleri ve kendisinin de dahil olduğu 44 Baro Başkanı ile birlikte Adalet Bakanı ve Kamu Denetçiliği Kurumu Başdenetçisi Şeref Malkoç’a ve kurum denetçilerini ziyaretleri sırasında sakıncalarını ve çekincelerini anlattıklarını ayrıca, TBMM’de grubu bulunan Adalet ve Kalkınma Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, İYİ Parti ve Hakların Demokratik Partisi’nin Grup Başkanvekillerine de ifade ettiklerini dile getirdi.





İstanbul Barosu mensubu Av. Kemal Aytaç’ın hazırlayıp sunduğu program yaklaşık 1 saat sürdü. 





Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, baroların görevinin hak ve özgürlükler,  hukuk devleti ve demokrasi kavramlarına işlevsellik kazandırmak,  bu kavramları savunmak olduğunu belirterek, şöyle konuştu:





“Yapılmak istenen Avukatlık Kanunu değişikliğini yaşanan sorunlu pandemi sürecinde Baroların görüşü alınmadan, barolarca avukatların ihtiyaçlarına dönük çalışma istenmeden, olağan yasalaşma sürecine uyulmaksızın, tepeden inme ve dayatmacı bir yaklaşım ile yürütülmektedir.





Barolar her daim, mazlumun, mağdurun, sesi kısılmak istenenlerin yanında yer almıştır. Ayrıca seçim sistemi ve  Baroların yapısı Türkiye’nin en demokratik yapılarından biridir. Bu yanlıştan vazgeçilmemesi halinde 19 Mayıs ve 1 Haziran bildirgelerimizde olduğu gibi, meslektaşlarımıza ve halkımıza verdiğimiz sözün arkasında durarak, demokratik hak kullanımı kapsamında, hukuki eylemlilik sürecini başlatıyoruz. 





Baro Başkanları olarak bulunduğumuz illerden Ankara’ya doğru sembolik olarak her gün 10 kilometre olmak üzere  ‘savunma yürüyüşü’ ne başlayacağız.





Olağanüstü toplantı talep sahibi olan Baro başkanlarımızın bu taleplerini Türkiye Barolar Birliğine fiziki olarak elden teslim etmek gibi bir dizi eylem planı çerçevesinde mücadelemizi devam ettirmek yönündeki kararlılığımızı ortaya koyacağız.





Yasa teklifinin komisyona geldiği gün baro başkanlarımız TBMM yolunda 'duran başkan' eylemi yapılması planlanmaktadır. Teklifin yasalaşması halinde Anayasa Mahkemesi'nde iptal davası açılması için Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde çalışma yapılacaktır.





Düzenlemenin tüm bu çabalara rağmen yapılması halinde Anayasa Mahkemesi'nde görüşülmesi sırasında 'Son Nöbet' adı altında nöbet tutulması da düşünülmektedir.





“EYLEME KATILACAK BAROLARIN SAYISI ARTMAKTADIR”





Baroların ve Avukatların en üst seviyede örgütlü gücü olması gereken çatı örgütümüz Türkiye Barolar Birliğini bu ortak iradeye sahip çıkmaya, kanuni ve fiili görevlerini tam ve eksiksiz olarak yerine getirmeye davet ediyoruz. Şu anda katılımcı barolarımızın sayıları her geçen gün artmaktadır.





Mesleğimizin yürütülmesini hedef alan olumsuz yaklaşımlara bir cevap olarak 24 Şubat 2018 günü Ankara'da Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonunda yapıldığı gibi meslektaşlarımızın geniş katılımıyla bir toplantı da düşünülmektedir.





Cumhuriyetin, demokrasinin, hukuk devletinin, laikliğin ve hak arama özgürlüğünün savunucuları olarak; bu süreçte bir kez daha, tüm yetkilileri sağduyuya, anayasaya, evrensel, milli hukuki değerlere sahip çıkmaya ve aklıselim davranmaya davet ediyoruz.





Aydınlık ve güneşli günlere olan inancımla birlikte bu mücadeleyi herkes adına başlatıyoruz. Barolar kimsesizlerin kimsesidir. Barolar susarsa, halkın nefesi kesilir.”



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°