BARUT: AŞI RANDEVULARININ ERTELENMESİ KABUL EDİLEMEZ
Manşet Haber 29.04.2021 17:26:46 0

BARUT: AŞI RANDEVULARININ ERTELENMESİ KABUL EDİLEMEZ

BARUT: AŞI RANDEVULARININ ERTELENMESİ KABUL EDİLEMEZ

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, Biontech aşıları için verilen randevuların ertelenmesine tepki gösterdi. Salgının kontrol altına alınması ve toplum bağışıklığının sağlanması için yeterli aşılamanın yapılması gerektiğini söyleyen Barut, 'Bu nedenle yanlış olan erteleme kararından hemen dönülsün. Salgın döneminde tarım ve gıdaya erişimin önemi bir kez daha anlaşıldı. Tarım ve gıda sektöründe faaliyet gösterip çalışanlara da aşı önceliği verilmelidir' dedi.Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay tarafından yanıtlanması istemiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) soru önergesi sunan Ayhan Barut, 'Türkiye'de pandemiyle mücadelede 1 yıldan fazla bir süreyi geride bıraktık. Acıların çoğunlukta olduğu hayli zor bir dönem yaşadık, hala da yaşıyoruz. Bu süreçte başta sağlık emekçileri olmak üzere toplum olarak ciddi mücadeleler verildi, telafi edilemeyecek bedeller ödendi. Yaşamını yitirenlerin acısı uzun yıllar yüreklerde derinden hissedilecektir' diye konuştu.
'ERTEME KARARI İPTAL EDİLMELİ'
Salgınla mücadelede yaşanan eksiklere ve karşılaşılan sorunlara değinen Barut, şöyle devam etti:
'Bu süreçte, her ülke kendi gerçekliği ve iktidarın politik anlayışları çerçevesinde pandeminin olumsuz etkisine az ya da çok maruz kalmıştır. Pandeminin ilk zamanlarında yaşanan belirsizliğin, bilimin ışığında gösterilen çabaların sonucunda özellikle de aşının uygulanmaya başlanması ile umuda dönüştüğü söylenebilir. Resmi açıklamalarla gerçeklikler arasındaki çelişkiyi takip etmekte bile zorlandığımız ülkemizde, aşının tedarik ve uygulama süreci maalesef yönetilememektedir. Salgını kontrol altına almak ve toplum bağışıklığının sağlanması için mümkün olduğunca çok sayıda kişinin aşılanmasını isterken, aşı randevularının iptal edilmesi asla kabul edilemez. Büyük yanlış olan erteleme kararından dönülmeli, yeterli aşı temini için iktidar acil adım atmalıdır.'
'TARIM VE GIDADA İŞLER DURMUYOR'
Salgın döneminin sağlık için yeterli ve güvenli gıda ile temiz suyun gerekliliğini bir kez daha ortaya koyduğunu aktaran Ayhan Barut, şunları anlattı:
'Salgın sürecinde gıda üretim ve dağıtımı işlerinin yaşamımızın sürdürülebilmesinde önemli işlevi bulunduğu görülmektedir. Pandemi boyunca üretimin durmadığı gıda sektöründe çalışanların sokağa çıkma yasağında da çalışmaya devam ettiği göz ardı edilmemelidir. Tarladan, çiftlikten başlayarak üretimden tüketime ve dağıtıma kadar gıdanın her aşamasında ve resmi kontrollerde görev alan gıda ve tarım çalışanlarının bu zorlu dönemi sağlıkla geçirebilmeleri, aşılama başta olmak üzere alınacak tedbirler ile mümkün olacaktır.'
'AŞIYLA KORUYUN'
Tarım ve gıda sektöründe faaliyet gösterenler ile çalışanların taleplerine dikkat çeken Ayhan Barut, şunları kaydetti:
'Sağlık Bakanlığınca Ocak ayında yayınlanan 'Aşıda Öncelikli Gruplar Tablosunda' gıda üretim zincirinde yer alanlar ikinci öncelikli gruplar arasında sayılmıştır. Ancak, farklı meslek grupları aşılamada öncelikli sıraya alındığı halde emek yoğun bir alan olan tarım ve gıda sektörü çalışanlarının aşılanması henüz gündeme gelmemiştir. Unutulmamalıdır ki, gıda üretiminin kesintiye uğramaması ve artarak sürdürülmesi, sektör çalışanlarının sağlığını idame ettirebilmesine bağlıdır. Toplumun en temel ihtiyacı olan gıdanın; üretim, sanayi, lojistik ve perakende aşamalarında çalışanların pandemiye karşı aşılanarak korunması görevi tüm aciliyeti ile yetkililerin önünde durmaktadır. Aşılamada herkes öncelikli olmalıdır. Bunun mümkün olmadığı durumda ise öncelikler, farklı kesimlerin Bakanlık üzerinde gerçekleştirdiği lobi faaliyetlerinin etkisine göre değil, bilim, toplumsal gereklilik ve objektif değerlendirmelerle belirlenmelidir.'
'TARIM VE GIDA İÇİN AŞI ÇALIŞMASI VAR MI?'
1- Pandemide aşı önceliklerinin mantık ve bilim çerçevesinde belirlenmesi, gıda temininin sürdürülebilmesi için tarım ve gıda sektörü çalışanlarının öncelikle aşılanması konusunda bir hazırlık yapıldı mı?
2- Tarım ve gıda sektöründe faaliyet gösterip çalışanların aşılanması için bir takvim var mıdır, öncelikli aşılama yapılacak mıdır?
3- Pandeminin yıkıcı etkileri gözetildiğinde, tam kapanma döneminde bile faaliyetleri süren tarım ve gıda sektörüne yeterli desteğin verilmesi için bir çalışmanız var mıdır?
4- Tarımsal üretimin sürdürülebilirliği ve güvenli gıdaya erişimin kesintisiz sağlanması için artan üretim maliyetleri gözetilerek tarım ve üreticiler için ayrıca bir destek paketi hazırlayacak mısınız?'

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°