BARUT: BUĞDAYDA VERİM KAYBI BÜYÜK OLACAK
Manşet Haber 1.05.2022 19:27:29 0

BARUT: BUĞDAYDA VERİM KAYBI BÜYÜK OLACAK

BARUT: BUĞDAYDA VERİM KAYBI BÜYÜK OLACAK







Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, Çukurova'da buğday hasadına sayılı günler kala taban fiyatının hemen açıklanmasını istedi. Bu yıl fahiş oranda artan gübre fiyatları nedeniyle üreticilerin gübre kullanamadığını ve üstüne zirai don afeti yaşandığını aktaran Barut, 'Bu sene buğday veriminde çok ciddi bir kayıp yaşanacak' dedi.
Türkiye'nin en erkenci buğdayının üretildiği Çukurova Bölgesi'nde 15 Mayıs'ta hasadın başlayacağı buğday tarlalarından iktidara seslenen Ayhan Barut, 'Çukurova'da buğday hasadına sayılı günler kaldı. 15 Mayıs itibariyle bölgemizde buğday hasadı başlayacak ama buğday üreticilerimiz tedirgin ve endişeli bir bekleyiş içinde. Neden? Çünkü buğday ekim döneminde aşırı yükselen gübre fiyatları nedeniyle üreticilerimiz gübre atamamıştı. Bu nedenle üreticiler hem rekoltenin, verimin ne olacağı konusunda endişeli hem de 5 liranın üzerinde maliyeti olan üreticiler buğdayı kaça satacaklarını bilmiyorlar' diye konuştu.  
Aşırı yükselen girdi fiyatlarının yanı sıra bu sene buğdayda çok ciddi rekolte yani verim kaybının yaşanacağını aktaran Barut, 'Bunun yansıması ise tüketiciye pahalıya malolacaktır. Çünkü üretici üretemezse tüketici de tüketemeyecektir. Üreticiyi desteklemek aynı zamanda tüketiciyi desteklemektir. Sosyal devletin gereği olarak iktidarın muhakkak üreticiyi desteklemesi gerekir' şeklinde konuştu.
Buğday hasadına sayılı günlere kala iktidarı ve Toprak Mahsulleri Ofisi'ni (TMO) göreve çağıran Ayhan Barut, şunları kaydetti:
'Eğer Toprak Mahsülleri Ofisi eğer çiftçinin kara gün dostuysa buğdayda bir an önce üreticiyi kurtaracak taban fiyatını açıklamalıdır. Her hafta düzenli olarak ithalat yapacağınıza, gelin yerli üreticinin buğdayını destekleyerek alın. Yazıktır günahtır. Ofis her hafta ithalat yapıyor, tonunu da 438 dolara, yani kilosunu yaklaşık 7 liradan alıyorlar. Bu parayı üreticiye verin. Üreticiye zarar ettirmeyin. Aksi takdirde önümüzdeki günlerde tüketicilerimiz ekmek bulamaz hale gelecektir. Ba da sizin vebaliniz ve günahınızdır.'



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°