BARUT: SULAMA BEDELİ SEZON ORTASINDA YÜZDE 20 ARTTIRILDI
Manşet Haber 1.08.2022 15:46:48 0

BARUT: SULAMA BEDELİ SEZON ORTASINDA YÜZDE 20 ARTTIRILDI

BARUT: SULAMA BEDELİ SEZON ORTASINDA YÜZDE 20 ARTTIRILDI

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili, TBMM Tarım, Orman ve Köy İşleri Komisyonu Üyesi Ayhan Barut, çiftçilerden haksızca 'bedel' adıyla alınan su kullanım hizmet ücretine sezon ortasında yüzde 20 zam yapılmasını sert sözlerle eleştirdi.
2525 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesini dayanak gösterilerek çiftçilere su darbesi vurulduğunu bildiren Barut, 'Fahiş oranda artan maliyetlere rağmen üretmeye çalışan çiftçimize sezonun tam ortasında sulama bedeli adıyla darbe vurulması kabul edilemez. İktidarın ek bütçe kararıyla dere, ırmak ve drenaj altyapısı götürülmeyen yerlerden, yer altı sularından da hizmet bedeli altında alınan para istenmesi yasal değildir. Üstelik bu durum Anayasamızın 45'inci Maddesi'ne aykırıdır. Hem akan su da, kuyunun suyu da inancımıza göre satılamaz. Tarih boyunca ecdat suyu hep sebil etmiş, ücretsiz halka vermiştir. İktidar 'nas' diyerek çiftçiye darbe vurmaktan vazgeçmelidir. Bu yanlıştan hemen dönülmelidir' dedi.
'YASAL DEĞİLDİR'
2525 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi dayanak gösterilerek 26 Temmuz itibariyle sulama bedellerine yüzde 20 zam yapılmasının sezon ortasında çiftçiyi çok daha mağdur ettiğini aktaran Ayhan Barut, iktidarın sürekli olarak çiftçileri üretimden koparmaya çalıştığını söyledi. 'Dere geçerken at değiştirilmez' sözünü anımsatan Ayhan Barut, sulama bedeli adıyla çiftçilerden alınan su parasına yüzde 20 zam kararının da buna örnek teşkil ettiğini belirtti. Anayasa'nın 45'inci Maddesi'ne göre çiftçilere verilecek suyun ve desteklerin devletin görevi olduğuna işaret eden Barut, yapılan uygulamanın yasa ve anayasaya aykırı olduğunu kaydederek, 'Dere, ırmak ve drenaj altyapısı götürülmeyen yerlerden, yer altı sularından da hizmet bedeli altında alınan para kanuna uygun değildir. Tarifeye ırmağın ve derenin suyunun dahil edilmesi, tarımsal sulamada sözleşme yenilemeyerek ticari tarife dayatması, çiftçimizin su kullanımı nedeniyle soyulması kabul edilemez' diye konuştu.
'Sulama Bedeli' adıyla çiftçilere 'su satılması' ve ödeme yapan çiftçilere fark tahakkuku uygulamasının derhal durdurulmasını talep eden Ayhan Barut, şunları kaydetti:
'Tarımsal üretimde fahiş artan maliyetlere, ürünlerin para etmemesine rağmen çiftçimiz sevdalısı olduğu toprağı işlemeye, her şeye rağmen büyük gayretle üretmeye devam ediyor. İktidar bu durumdan rahatsız oluyor ki, çiftçinin mağduriyetini sürekli büyütüyor. Bunlardan birisi de sezon ortasında sulama bedellerine yüzde 20 zam yapılması, dere, ırmak ve drenaj altyapısı götürülmeyen yerlerin de dahil edilerek çiftçinin suyla soyulmasıdır. Herkesin bildiği üzere tarımsal üretimde de suyun hayati önemi var. Su olmadan yaşam olmayacağı gibi üretim de mümkün değil. Seyhan ve Ceyhan Nehirleriyle bereketin simgesi olmuş Çukurova'da bile üreticilerimizi mağdur edenlerin vicdanı sızlamıyor. AKP'nin yanlış ekonomi ve tarım politikaları nedeniyle çiftçi zaten borca batmış, bitmiş ve tükenmiş durumda. Çünkü mazotundan gübresine, zirai ilacından tohumuna kadar her şey fahiş oranda zamlanırken çiftçinin ürünü para etmiyor. Çiftçimiz hızla tarımdan uzaklaşıyor. Şimdi suyla ilgili bu uygulama tuzu biberi oldu. İnim inim inleyen çiftçiye birde şimdi su darbesi vuruluyor. Yazıktır, günahtır. Nedir bu çiftçiyle alıp veremediğiniz, nedir bu gareziniz? Bu aşırı sıcakların bastırdığı dönemde, sezonun tam ortasında yapılan tam anlamıyla kötülüktür. Bu yanlış, yasadışı ve akıl almaz karardan derhal vazgeçin.'

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°