Baş: MHP’de Sade Üyelik de Şereftir
Manşet Haber 18.09.2015 11:52:49 0

Baş: MHP’de Sade Üyelik de Şereftir

Baş: MHP’de Sade Üyelik de Şereftir

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Adana İl Başkanı Yusuf Baş, milletvekili adaylarını kutladı, “Milliyetçi Hareket’in sade bir üyesi olmak da büyük bir onurdur” dedi.

Yusuf Baş, açıklanan milletvekili aday listesinin bugün Yüksek seçim Kurulu’na (YSK) verileceğini hatırlatarak “1 Eylül’de başlayan başvuruların ardından Adana’mızdan 73 değerli isim ‘Milliyetçi Hareket Partisi’nin aday adayı’ olma unvanını kazanmıştır. Genel Merkezimizin yaptığı istişareler, anketler neticesinde ve elbette Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli’nin başımızın üstünde yeri olan tasarruflarıyla bu arkadaşlarımızın içinden de 14 değerli şahsiyet ‘aday’ unvanını almış bulunmaktadır.” açıklamasını yaptı.

HEPİMİZİN AMACI AYNI

Başkan Yusuf Baş, “MHP’den aday veya aday adayı olmak elbette büyük bir şereftir. Ancak, milyonlarca partilimiz bilirler ki; Milliyetçi Hareket’in sade bir üyesi olmak da büyük bir onurdur. Bu seçim kutlu bir sefer mahiyetindedir. Bu seferde ön safta yer almak ile son safta yer almak arasında fark yoktur. Çünkü hepimizin niyeti Milliyetçi Hareket’i iktidara taşımaktır. ‘Söz konusu vatansa gerisi teferruattır’ diyen Türk milliyetçileri, güzel ülkemizi bölmek için ihanetin kol kola girdiği bir süreçte fitne ve fesada izin vermeyecek, daha da kenetlenecektir. Halis bir niyetle çıktığımız yolda Yüce Allah; birliğimizi, dirliğimizi daim, Türk milliyetçilerine zaferi nasip eylesin.” diye konuştu.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°