Basın Özgürlüğü Ödülü Dündar’a
Manşet Haber 9.07.2015 08:57:01 0

Basın Özgürlüğü Ödülü Dündar’a

Basın Özgürlüğü Ödülü Dündar’a

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin (TGC) basın özgürlüğünün önemini vurgulamak amacıyla 1989 yılından bu yana her yıl verdiği Basın Özgürlüğü Ödülleri’ni kazanan isimler belli oldu.

2015 Basın Özgürlüğü Ödülü Kişi dalında Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’a verildi. Can Dündar, halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkı adına uğradığı her türlü baskıya rağmen kamuoyunun bilgilendirilmesine yaptığı katkılar nedeniyle ödüle değer görüldü.

ÖDÜL ALAN KURUMLAR

2015 Basın Özgürlüğü Ödülü Kurum dalında  Birgün Gazetesi ve Düşünce Suçuna Karşı Girişim adlı Sivil Toplum Kuruluşu’nun oldu. Ödül, basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü konusundaki hak ihlallerini uğradığı baskılara rağmen düzenli olarak gündeme taşıdığı için BirgünGazetesi’ne verildi.

Büyük Seçici Kurul; basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü ile ilgili hak ihlallerinin takibi, raporlanması ve duyurulması için Türkiye ve uluslararası alanda yaptığı çalışmalar nedeniyle de Düşünce Suçuna Karşı Girişim adlı Sivil Toplum Kuruluşu’nu  ödüle değer gördü. Ödül töreni tarihi ise daha sonra açıklanacak. 2014 yılında Basın Özgürlüğü Ödülü’ne Erol Önderoğlu ile Tuğrul Eryılmaz Kurum dalında ise BBC Türkçe ile Ankara Barosu değer görüldü.

2015 Basın Özgürlüğü Ödülü Büyük Seçici Kurulu, 6 Temmuz 2015 Pazartesi günü Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Merkezi'nde toplandı. Basın Özgürlüğü Ödülleri Büyük Seçici Kurulu'nda bu yıl;  Türkiye Barolar Birliği adına Başkan Metin Feyzioğlu, Türkiye Gazeteciler Sendikası adına Genel Başkan Uğur Güç, İletişim Araştırmaları Derneği adına Genel Sekreter Füsun Özbilgen, İletişim Mezunları Derneği adına Başkan Hüseyin Irmak, Türkiye Yayıncılar Birliği adına Başkan Metin Celal, TGC önceki Başkanı Orhan Erinç, Basın Özgürlüğü Ödülü alanlardan Altan Öymen, İletişim Fakültelerinden Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya Bölüm Başkanı Doç. Dr. Mehmet Sağnak, Yayın Yönetmenlerinden Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ yer aldı.  Büyük Seçici Kurul’da Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’ni Başkan Turgay Olcayto ve Genel Sekreter Sibel Güneş temsil etti. Büyük Seçici Kurul Başkanlığı’na Altan Öymen’in, raportörlüğüne Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş’in oybirliği ile seçilmelerinin ardından adayların değerlendirilmesine geçildi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°