Başka Adana Yok!!

Başka Adana Yok!!

Cumartesi günü Ramazanoğlu Konağı'nda önemli bir konferans vardı. Yrd. Doç. Dr. Gözde Ramazanoğlu'nun kültür, turizme kazandırdığı, otantik ve hoş bir konferans salonu olarak da düzenlediği konakta kaliteli bir etkinlik düzenlendi.

Şehir Plancıları Odası Adana Şube Başkanı Ulaş Çetinkaya'nın 'Kentleşme ve Adana' konulu konferansı ilgiye değerdi. Konferans için konağa yaklaşınca Gözde hanımın ne kadar önemli bir iş yaptığını da gözlemlemiş olduk. Yerli ve yabancı turistlerin Ulucami ile bütünleşen konak etrafında meraklı gözlerle sağı solu incelemeleri Adana açısından olumlu göstergeydi. Fotoğraf makinasını kapan çocuk, genç, yaşlı araştırmacı kişilerin sıcağa rağmen Adana sokaklarını arşınlamaları özlenen bir görüntü olarak da değerlendirilebilirdi.

Özlenen diyoruz çünkü yıllardan bu yana Adana'nın güzelliklerini turizme kazandıramadığımızdan yakınıyoruz.

Yalan da değil hani...

Güneşimiz var, denizimiz var, iç gölümüz var, nehrimiz var, tarihi ve doğal zenginliklerle süslü yapılarımız var... Unumuz var, helvamız var. Herşey mevcut ama Türkiye ortalamasıyla karşılaştırıldında yerli ve yabancı turistlerin kente yeterli ilgiyi göstermediği de gün gibi ortada.

Olaya bu açıdan bakıldığında Ramazanoğlu Konağı ve çevresinin restore edilerek gezilip görülebilecek yapıya kavuşturulmasında emeği geçen başta Gözde hanım olmak üzere herkes teşekkürü hak ediyor.

***

Ulaş Çetinkaya'nın konferansına gelince. Konağın yapısına uygun konuşma gerçekleştiren Çetinkaya'nın sunumunda Adana'yı iyi tanıyan konuklar dikkat çekiyordu. Ekonomik, sosyal ve kültürel sorular bu izlenimi edinmemizi sağladı. Ulaşımdan altyapıya, kültürel erozyondan bilinçli kent kültürüne kadar onlarca soru soruldu Çetinkaya'ya...

Katılımcılara dikkatle yanıt veren Ulaş Çetinkaya, sadece şehir plancısı olmadığını da gösterdi. 'Narenciye Bilgi Sistemi' üzerine yaptığı geniş kapsamlı çalışmasını da anlattı. Adana'nın verimli arazilerinin yeterince korunamadığını vurguladı. Planlardaki hızlı değişimin Adana'ya uzun vadede çok zarar vereceğini söyledi. Yıllardan bu yana dile getirdikleri 'Kent Bilgi Sistemi'ne geçemeyen belediyelerin bunun ceremesini Adanalı'ya çektireceğini kaydetti. Tarım kenti olarak addedilen Adana'daki verimli arazilerin neredeyse yarısına sahip olan bazı komşu illerin bizden daha fazla tarım geliri elde ettiğinin altını çizdi. Çetinkaya'nın açıklamasında dikkat çeken bir nokta ise kentin demografik ve iklim yapısına göre imar planları geliştirilememesiydi.

Diyeceğim o ki; iklim ve doğal zenginliklerimizi tam olarak koruyamadığımız gibi, var olanları da modern ve çağdaş bir görünüm için yaşamımıza adapte edemiyoruz.

Karamsar değiliz elbette.

Adana'da güzel şeyler olunca biz de ümidimizi koruyoruz.

Özellikle yerel yönetimde görev alanların bu konulara dikkat etmesi gerektiğini yineliyoruz.

Başka Adana yok...

İyi haftalar...

 

SATIR ARASI

M.ÖMER ÜNEY

o.uney@yeniadana.net

 

adanaulus

4.05.2013 13:31:34

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


“ SEYHAN BİZİM VAZGEÇİLMEZİMİZ”

CHP ADANA ÖRGÜTÜ GENEL SEÇİMLERE HAZIRLANIYOR

DEMİRÇALI’YI ZİYARET ETTİ

VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI