Başkanı kongre Üyeleri seçer!

Başkanı kongre Üyeleri seçer!

Son günlerde sporda Adana gündemini meşgul eden iki konu vardı...

Birincisi; Adanaspor’da teknik direktör kim olacak?..

İkincisi Adana Demirspor’da Başkan kim olacak?..

Çok şükür Adanaspor teknik direktörünü belirledi ve takımın başına Eyüp Arın’ı getirdi...

Dolayısıyla Adanaspor tartışma ortamından uzaklaşmış oldu...

Şimdi konu Adana Demirspor’da kimin başkan olacağı...

Heryerde tartışılıyor, konuşuluyor...

Yolda, sokakta, sosyal medyada, kahvehanelerde, işyerlerinde ama heryerde merak konusu Adana Demirspor’a bakanın kim olacağı...

Kimi zaman yolda yürüdüğümüzde dostlarımız başkanın kim olacağını, ya da kimler olması gerektiği konusunda fikrimizi soruyor...

Belki diğer meslektaşlarımıza da dostları soruyordur “başkan kim olacak?” diye...

Ya da “başkan kim olmalı?”

Aslında başkanın kim olacağını yanlış adreste arıyorlar...

Her ne kadar Hüseyin Sözlü’nün işaret edeceği kişi başkan adayı olarak çıkacak olsa da sonuçta kararı verecek olan Adana Demirspor Kulübü’nün üyeleridir...

Doğrusu da budur...

Biz gazetecilerin “Şu kişi başkan olsun” deme gibi bir görevimiz ya da misyonumuz yoktur...

Eğer bizler başkan adayını belirleyecek olursak, o kişilerin hataların, yanlışlarını nasıl eleştireceğiz?

Hatalara, yanlışlara ortak mı olacağız?..

Başkan adayı çıkar biz değerlendirme yaparız, eleştirilecek yönü varsa eleştiririz...

Adana Demirsporlu dostlarımız, genel kurula gider başkanını orada seçer...

Gerekirse dostlarımız, kürsüye çıkar konuşmasını yapar, eleştiride bulunur...

Adana Demirspor’a başkanın kim olacağı sosyal medyada da tartışılıyor...

Bir çok isim ortaya atılıyor...

Keşke o bir çok isim meydana çıkıp “Adana Demirspor’a başkan adıyıyım” cesaretini gösterip açıklasalar...

Keşke başkanlık için isimleri ortaya atılan kişiler Demirspor kongresinde yarışsa...

Olayı noktalayacak olursak...

Ben gazeteciyim, haddimi bilirim...

Bu satırların yazarının “Şu kişi başkan olsun” deme gibi bir sözü asla olamaz...

Bizler Adana Demirspor’un kongre üyesi değiliz...

Adaylar çıkar yarışır, gazeteciler de gazeteciliğini yapar...

“Gastecilik” yapmak isteyen ya da yapan varsa da o onun sorunudur...

“Gastecilik” yapan kişiye de “Gazeteci” olarak bakmazlar, itibar göstermezler...

 

 

 

Hüseyin SUNGUR

16.06.2015 15:54:48

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI