Başkanın Bürokratı

Başkanın Bürokratı

İbrahim Tatlıses, bir televizyonprogramında aynen şöyle demişti: 'Bana‘imparator’ dediler. Kendimi ulaşılmaz sanmıştım. ‘Ben neyim’ dedim ama ‘neolacağım’' dememiştim. Anlaşılan kendi halinden ders çıkarmıştı. Allahsağlık versin. Bir insan düşmeye görsün. Etrafında ne yalaka kalır, ne dedost... Hele sağlığında, parası çokken ya da iyi bir yerdeyken sağına soluna azda olsa zarar vermişse vay böyle insanların haline...

***

 Toplumda 'Neolacağım' demeyen, bulunduğu makamı hakkıyla yönetemeyen ne çok insanvar. Adam bir şekilde belediyenin birinde bürokrat olmuş. Kaynaklar ondansoruluyor. 'Kral benim' diyor. Omakamda, vatandaşa hizmet için bulunduğunu unutuyor. Amirinin kendisine verdiğitalimatı göz ardı ediyor. Önce savsaklıyor. Sonra amiri görevden alınıncavatandaşın işini görmezden geliyor. Telefonlara cevap vermiyor. 'Tamam genel sekreterim, belediyekimseyi mağdur etmez' diyen adam gidiyor, başka bir yüz çıkıyorvatandaşın karşısına. Vatandaş ne bilsin, adamın iki yüzü varmış. Tabiirahatlamış görünüyor sayın bürokrat. Nasıl olsa talimatı aldığı kişi artıkbaşka göreve atanmış. Hani devlette, kamuda, belediyede devamlılık esastı? Sizne sanıyorsunuz kendinizi. Belediye sizin babanızın çiftliği mi? Belediyebaşkanının, genel sekreterin bilgisi olmasına rağmen, yapılması gereken bir işineden savsaklıyorsunuz. Ortada yasal olmayan bir durum mu var ki böyledavranıyorsunuz. İyi ya da  kötü,  25 yıl bu kenti idare edenlere bile kalmadıbelediye. Sultan Süleyman'dan daha mı iyisiniz siz? Koltuk çok mu tatlıgeliyor? Öyleyse size bir kaç koltuk daha gönderelim. İkisine ayaklarınızı diğerikisine de kollarınızı uzatın öyle oturun.

***

Az önce dilimizin döndüğünceanlatmaya çalıştığımız bazı bürokratların, takındığı tavrı belediyebaşkanlarından öğrendiklerini de söylememizde yarar var. Zira belediyebaşkanları da 'Adanalı'nın 24 saathizmetindeyiz, telefonlarımız sürekli açık' diyor ama lütfediptelefonuna bile bakmıyor. Hani siz Adanalı için vardınız? Ne oldu sizin gazetesütunlarındaki, televizyon ekranlarındaki güler yüzünüze.

Her çıkışın bir inişi vardır.

Bu ülkede çok belediye başkanıdeğişti, değişecektir de...

O malum bürokrat mı dediniz?

Geçiniz...


ÇGC ÖNÜNDE BULUŞALIM

Yarın (Salı) 1 Mayıs ve biz gazeteciler de alanlardakiyerimizi alacağız. Canımız, ağabeyimiz Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS)Adana Şube Başkanı merhum Mustafa Gümüşdamla ve DİSK’te uzun süre görev yapan,gazeteci büyüğümüz, çalışma arkadaşımız Seyit Ali Akgül’ün yanı sıra tüm şehitişçiler, gazeteciler anısına yoğun katılım bekliyoruz. Salı günü saat 12.00’daÇukurova Gazeteciler Cemiyeti (ÇGC) önünde buluşuyoruz.

Tüm işçi ve emekçilerin bayramı kutlu olsun




SATIR ARASI
M.ÖMER ÜNEY

o.uney@yeniadana.net


adanaulus

14.08.2012 17:22:16

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


“ SEYHAN BİZİM VAZGEÇİLMEZİMİZ”

CHP ADANA ÖRGÜTÜ GENEL SEÇİMLERE HAZIRLANIYOR

DEMİRÇALI’YI ZİYARET ETTİ

VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI