Belediyeler spordan uzak kalmamalı
Manşet Haber 2.09.2013 02:28:31 0

Belediyeler spordan uzak kalmamalı

Belediyeler spordan uzak kalmamalı

orhan_bayramCHP Yüreğir Belediye Başkan Aday Adayı Orhan Bayram, spor ve sporcunun desteklenmediği bir yerel yönetim anlayışının eksik kalacağını söyledi.

Orhan Bayram, Bal Ligi’nde mücadele eden Gençlerbirliği Spor Kulübü Başkanı Haluk Göktürk ve yönetim Kurulu üyeleriyle yemekli bir toplantıda buluştu. 460 bin nüfuslu Yüreğir’de işsizliğin korkunç boyutlara geldiğini, ekonomi ve üretimin sıfır noktasında olduğunu anlatan Orhan Bayram, “Hayatın her alanında geriye giden, bazı mahalleleri, semtleri çöplüğe dönen, kendi kaderine terk edilmiş, beceriksiz eller tarafından her geçen gün biraz daha geriye götürülmüş Yüreğir’i ayağa kaldırmak için yola çıktık” dedi.

“BELEDİYELER SPORDAN KOPUK OLMAMALI”

Her alanda olduğu gibi sporda da Gençlerbirliği gibi öz veriyle çalışan spor kulüplerini ve  başarılı sporcuları destekleyeceklerini kaydeden Bayram,”Belediyeler spordan kopuk olmamalı” diye konuştu.

Bayram, Yüreğir Belediyesi’nin spora yeterince ağırlık vermediğini de belirterek, “Yüreğir’in 20 yılını feda edilmiş olarak görüyoruz. Bizler, burada doğduk, burada büyüdük. Yüreğir’de adım attığımız her yerde ne var ne yok biliriz. Yüreğir bizim sevdamızdır. Dedelerimizin mezarı başka şehirlerde olsa da bizim mezarımız burada olacaktır. Biz, Yüreğir’i daha yaşanılır kılmak, bu ilçedeki sefaleti yenmek, yoksulluğu bitirmek gibi iddialarla yola çıktık. Her alanda bu ilçeyi değiştireceğiz. Bunları yaparken de sporu ve sporcuyu destekleyeceğiz” diye konuştu.

Gençlerbirliği Spor Kulübü Başkan ve yöneticilerini de kutlayan Bayram, “Özveriyle çalışmalarınızı sürdürüyorsunuz. Biz, işbaşına geldiğimiz zaman spor kulüplerimizi layık olduğu yere mutlaka getireceğiz. Bu uğurda mücadele verenlerle işbirliği içinde olacağız, onları destekleyeceğiz” dedi.

GÖSTERMELİK YARDIMLAR…

Halkın kaynaklarını heba eden belediyelerin spor konusunda göstermelik malzeme yardımlarıyla göz boyadığını ifade eden Bayram, “Yüreğir’de Kültürevleri yapıyor, büyük paralar harcıyorsunuz. Kültürevi yapın buna kimsenin itirazı yok ama spor kulüplerini de unutmayın. Göstermelik yardımlar yerine mahallelerin kesişme noktalarına tesisler kurun” diye konuştu.

Sporun kardeşlik ve birleştirici yanı olduğunun altını çizen Orhan Bayram, şöyle devam etti:

“15-16 yaşında bir genç düşünün… İşte, o beyaz bir sayfa gibidir. Bu gençler, eğitimle, sanatla, kültürle yoğrulduğu gibi sporla da yoğrulmalıdır.   Çocuklarımız gençlerimiz hatta hatta herkes  için önemli olmalıdır” dedi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°