BELİRLENECEK 'ASGARİ ÜCRET' ÇALIŞANI SEVİNDİRECEK Mİ?

BELİRLENECEK 'ASGARİ ÜCRET' ÇALIŞANI SEVİNDİRECEK Mİ?

Her yıl olduğu gibi, Asgari Ücret Belirleme Komisyonu üyeleri bir araya gelerek, “çalışanın” günün koşullarına göre gereksinmelerini karşılayabilecekleri “ücreti” saptamak için çalışacaklar.
Aile-Çalışma-Sosyal Hizmetler Bakanlığı çerçevesinde yapılacak olan toplantının başkanlığını Bakan Z. Zümrüt Selçuk’un yapacak. Komisyonda, işçi tarafını Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş), işveren tarafını ise Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) temsil edecek.
Şu an aylık brüt 2 bin 558 lira 40 kuruş, vergiler/kesintiler düştüğünde net 2 bin 20 lira 90 kuruş olarak uygulanıyor. 2020 için de Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, geçtiğimiz bir yıl içerisinde yaşanan “zamların” çalışanları açlık sınırının altına sürüklediğini belirterek, bir kişinin yaşam maliyetinin 2 bin 578 lira olduğunu, belirlenecek “asgari ücretin” bu rakamdan düşük olmaması gerektiğini söylüyor.
***
Günün hangi koşulu olursa-olsun, kar-kış, dolu-yağmur denilmeden, “belirlenen” zamanda işinin başında olan emekçinin yaşamını sürdürebilmesi için gereken “her şeyin” en azını alabilmeye hakkı olmalı!
Örneğin haftada bir gün et yiyebilmeli,
Örneğin ayda bir kez sinemaya gidebilmeli,
Örneğin yılda onbeş gün, yurdumuzun bir köşesinde dinlence yapabilmeli,
Örneğin ayda bir kez çocuklarıyla eğlenebilmeli…
O nereden buldukları, nasıl aldıkları bilinen şımarık katmanın yaptığı gibi, demiyorum,
O hem bu ülkenin insanına küfreden, hem de ödülmüş gibi gönenenler gibi de, demiyorum,
O üretime katkı sağlamak bir yana dursun, salt genç kuşağın beyinlerini yıkayan ala-bora edenler gibi de, demiyorum…
Üreten, üretirken bir yandan çalıştığı işletmeye, bir yandan ülke ekonomisine katkı sağlayan dar gelirli, alım gücü budanmış, “asgari ücretle” geçimini sağlamak zorunda olan milyonları diyorum.
***
Bizde ”asgari ücretle” çalışan milyonlar…
Yüz kişiden kırküçü…
Bazı ülkelerdeki “asgari ücretle” çalışanların oranı da şöyle…
Romanya :%15,7, Polonya :%11,7, Bulgaristan :%8,8, Fransa :%8.4, Yunanistan :%7,7, İngiltere :%5,0, Hollanda :%3,0, İspanya :%1,0, Belçika : %0,4…
Topluma gönenci vermenin ilk koşulu, “ekonomi” olmalı…
Yurttaşa “alım gücü” vermeden, gereksinmelerine ulaştırmadan mutlu edemezsiniz!
Alım gücü olmayan, “açlık sınırı” altında çalışan milyonların olduğu bir toplumda, konuşulan salt “çok kazanan azınlık” olur.
“Çok kazananın” yedikleri, içtikleri, giydikleri, attıkları, sattıkları, evlilikleri, günü-birlik ilişkileri, aldatmaları, batakları, kavgaları, yatları, katları konuşulur hep!
Yaşananlar “örnek” alınacak konular gibi, sanat gibi, üretim gibi, tadına varılamaz gibi sunulur!
***
Çalışmak isteyenin, üretmek isteyenin önündeki “en büyük” engel kapitalizmdir!
Yalnız anaparadarın büyümesini isterken, çalışan emekçinin her zaman “el-açar” durumda olmasını yeğler! İstediğinde durdurur! Durduramadığı yerde işten çıkarır! “İktidarlarını” da ona göre seçer!
“Asgari ücret” ile çalışan tanıdıklarımdan biliyorum, “artarsa bizlerden bazılarını çıkarır” diyorlar.
İşi yitirmektense, belirlenen “asgari ücrete” uymanın zorunluluk olduğunu söylüyorlar.
Sistemin yaydığı “korkunun” bedeli!
***
Asgari Ücret Belirleme Komisyonu üyelerinin, emekçinin yararına olacak, emekçileri rahatlatacak bir “asgari ücret” belirlemesi olası mı, ya da böyle bir çaba için uğraş verilir mi?
2019 yılında suya, mazota, elektriğe, doğalgaza gelen zamların büyüklüğü unutulmadı!
Yine yaşanan ekonomik daralmanın ardından “patronu” iyileştirme atılımları yapılırken “dar gelirli”nin yükünün artırıldığı da unutulmadı!
Gelişmeleri birlikte izleyeceğiz…

Oktay EROL

4.12.2019 17:46:43

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


“ SEYHAN BİZİM VAZGEÇİLMEZİMİZ”

CHP ADANA ÖRGÜTÜ GENEL SEÇİMLERE HAZIRLANIYOR

DEMİRÇALI’YI ZİYARET ETTİ

VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI