“BENİM KUMBARAM, BENİM KİTABIM” ETKİNLİĞİ
YEREL YÖNETİM 13.04.2018 01:37:18 0

“BENİM KUMBARAM, BENİM KİTABIM” ETKİNLİĞİ

“BENİM KUMBARAM, BENİM KİTABIM” ETKİNLİĞİ

Doğu Akdeniz Belediyeler Birliği (DABB) ve Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin, Gülen Yüzler Semt Kreşlerinin düzenlediği 'Benim kumbaram, benim kitabım' etkinliğine katıldı. Başkan Soner Çetin, kumbaralarında biriktirdiği bozuk paralarla hayatlarında ilk defa kitap satın alan çocuklarla birlikte mini kitap fuarını gezerek çocuklara kitaplarını verdi. Keyifli anların yaşandığı ziyarette öğrencilerle yakından ilgilenen Çetin, “Ağaç yaşken eğilir. Atatürkçü, cumhuriyetçi ve çağdaş bir eğitim verdiğimiz çocuklarımıza okuma ve kitap satın alma alışkanlığı kazandırıyoruz” dedi.

Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin, Çukurova Belediyesi Gülen Yüzler Semt Kreşlerinin düzenlediği ‘Benim kumbaram, benim kitabım’ etkinliğine katıldı. Toros Gülen Yüzler Semt Kreşi’nde düzenlenen etkinliğe gelen Başkan Soner Çetin, kumbaralarında biriktirdiği bozuk paralarla hayatlarında ilk defa kitap satın alan çocuklarla birlikte mini kitap fuarını gezerek çocuklara kitaplarını verdi. Etkinliğe katılan velilerle sohbet eden ve görüş alışverişinde bulunan Çetin, velilere semt kreşleriyle ilgili bir taleplerinin olup olmadığını sordu. Çocukların yoğun ilgi ve sevgi gösterisiyle karşıladığı Çetin, çocukların hazırladığı minik zumba gösterisini keyifle izledi.

“AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR”

‘Her Semte Bir Kreş’ sözünü yerine getirmekten ve Çukurova’yı semt kreşleriyle donatmaktan duyduğu mutluluğu dile getiren Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin, “Bir belediye başkanı için en güzel şey, ‘Söz verdiğimiz gibi’ diyerek cümle kurabilmesidir. Seçimden önce ne vaat ettiysek onu yapıyoruz. Her semte bir kreş yapacağımıza dair halkımıza söz vermiştik. 'Gelecek nesiller güçlü eğitimler' sloganıyla her semte bir kreş yapıyor, geleceğe pırıl pırıl yeni nesiller hazırlıyoruz’’dedi. Kreşlerde çocuklara verilen eğitimin önemini vurgulayan Çetin, “Çocuklarımıza Atatürkçü, cumhuriyetçi ve çağdaş bir eğitim veriyoruz. Atalarımızın dediği gibi ‘Ağaç yaşken eğilir’. Biz de çocuklarımıza bu çatı altında okuma ve kitap satın alma alışkanlığı kazandırıyoruz. Bu güzel etkinliği organize eden tüm öğretmenlerimize, öğrencilerimize ve kıymetli velilerimize teşekkür ediyorum” diye konuştu. Etkinliğe katılım için Başkan Çetin’e teşekkür eden veliler ve çocuklar Çetin ile hatıra fotoğrafı çektirdi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°