Benzin ve motorindeki indirim yetersiz
Manşet Haber 4.11.2012 13:43:50 0

Benzin ve motorindeki indirim yetersiz

Benzin ve motorindeki indirim yetersiz

Benzin ile motorine Eylül ayında yapılan Özel Tüketim Vergisi zamlarından sonra en pahalı akaryakıt kullanan ülke olduğumuzu belirten Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu  Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Akaryakıta ardı ardına yapılan zamlar taşımacılık yapan esnafımızı vurmuştur. Maliyetlerini çok yükseltmiştir. Şimdi indirim yapılmaya başlandı ama bu indirimler taksici, kamyoncu, kamyonetçi, minibüsçü esnafımızın geçimini sağlamaya yetmiyor” dedi.

PARA MAZOTA, LASTİĞE, VERGİLERE

Şoför esnafının her geçen gün maliyetlerinin artığını, gelirlerinin düştüğünü ifade eden Bendevi Palandöken, “Artan akaryakıt ve yedek parça fiyatları ile gelir vergisi, motorlu taşıtlar vergisi, Katma değer vergisi, Özel tüketim vergisi, zorunlu sigorta primleri düşünüldüğünde, sınırlı sermayesine emeğini de katarak çalışan nakliyeci şoför esnafı mesleki faaliyetini sürdürmekte zorlanmaktadır. Esnafın geçinmesi için akaryakıt fiyatlarında indirim devam etmelidir” diye konuştu.

Geçen sene Kasım ayının başında yine benzin ve motorinde arka arkaya indirim yapıldığını hatırlatan Palandöken, “Geçen sene tam bu zamanlar akaryakıta gelen indirimler 15 gün sonra yapılan zamlarla geri alınmıştı. Bu sene zam değil indirimlerin devam etmesini bekliyoruz. Tarih tekerrürden ibaret olmasın” dedi

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°