1878 yılında Bulgaristan’ın Filibe kasabasında doğdu. Osmanlı Rus Savaşı sırasında Türkler katliama uğrayınca, Anadolu’ya kaçtılar. Mehmet Çavuş bu göç sırasında bebekti.
Büyüdü, evlendi, askere gitti, tam 16 yıl askerlik yaptı. Balkan Savaşlarına katıldı. 3 Kasım 1914’te İngiliz ve Fransız gemileri Çanakkale’yi top atışına tuttu.
25 Şubat’ta toplarımız işlemez hale geldi.4 Mart günü İngilizler70 kişilik bir kuvvetle Settülbahir’e yöneldiler. Bigalı Mehmettakım çavuşuydu. Askerlerini topladı,“Bana bakın” dedi. “Üzerinde durduğumuz, ayağımızı bastığımız yer ata yadigârıdır, vatanımızdır. Ha anamızın ırzı, ha vatanımızın ırzı. Bu gelenler de ırz düşmanı. Ona göre dövüşeceğiz. Bu ırz düşmanlarını geldiklerine pişman edeceğiz.”
Komutanlarından Türk Tarihinin Kahramanlarını öğrenerek eğitilmişlerdi. Şimdi unutulmaz kahramanlar olarak tarihe geçmek sırası kendilerinde idi. Herkes yerini aldı, sessizce beklediler. Çevrede hiç canlı kalmadığını sanan İngilizler, neşe içinde kumsala çıkmaya başlayınca Mehmet çavuş askerlerinin beklediği emri verdi. “Ateş.”
Üç saat süren dişe diş, kana kan bir mücadele başladı. Bir ara Mehmet Çavuş’un tüfeğinin mekanizması işlemez oldu. Tüfeğini yere attıistihkam küreğini aldı. İstihkam küreği ile düşmana ölümüne saldırdı. Askerlerini de süngü hücumuna kaldırdı. Kaç kişiye nasıl vurduğunu hatırlamıyordu. Gözünü açtığında sıhhıye çadırında idi
O sırada İngiliz komutan çarpışmayı gemiden izliyordu. Mehmet Çavuş’a hayran kalmıştı. “Muhteşem Türk,”demekten kendini alamadı.
İngilizler üç saat sonra 23 ölü, 25 yaralı ve 4 kayıpla gemilerinedöndüler. En büyük çıkarmaları hüsranla sonuçlanmıştı. 25 Nisan’a kadar başka çıkarma yapamadılar. Türklerin kaybı 6 şehit, 13 yaralı idi.
Mehmet Çavuş da başından ve göğsünden yaralı, avuçlarının içi de paramparçaydı. Hava değişimi için köyüne gönderildi. Ama “Arkadaşlarım cephede savaşırken ben burada yatamam,” diyerek tekrar cepheye döndü.
Yarbay Mustafa Kemal olayı biliyordu. Mehmet Çavuş’un madalyayla ödüllendirilmesini istedi. Raporunda şöyle dedi:“Her ne kadar tüfeğinin çalışmaması sonucunda düşmana istihkam küreği ile hücum ettiği sabitse de, birkaç darbeden sonra bu küreğin de kullanılmaz hale geldiği ve düşmana yerden aldığı taşları atarak saldırdığı diğer askerlerin ifadelerinden anlaşılmaktadır.”
Mehmet Çavuş ayyıldızlı madalyayla ödüllendirildi. Ayrıca Atatürk de bu kahramana bir köstekli gümüş saat ve gümüş tabaka hediye etti.
Savaştan sonra, bizzat Atatürk’ün teklif ettiği yardımları; “Ben vatanım için savaştım, para için savaşmadım,” diyerek reddetti. Her yıl 18 Mart Deniz Zaferi törenlerine davet edilmesi onun için en büyük ödüldü. Ölünceye kadar da katıldı.
Hayatının son döneminde iyice güçten kuvvetten düşmüş, ihtiyaçlarını karşılayamaz, eşine bakamaz hale gelmişti. Bir avukat,devletten yardım talep etmesiama,” Çıkacak toplu paranın yarısını alırım,” demesi üzerine, “Vay anasını, benimle beraber mi savaştın? Bende almıyorum; devletin parasını sana mı yedireceğim,” diyerek,avukatı kovdu.
İngiliz General, Aspinall Oglander Çanakkale Savaşını anlatırken şöyle diyordu: “Biz burada Türk askerinin, bu cesaretini, inancını göz önünde bulundurmadık. Bizim gelip çarptığımız yer burasıydı.”
IŞIKLAR İÇİNDE UYU BİGALI.
ÜMİDİM YOK AMA…
