Bina değil tabut dikiyoruz
Manşet Haber 5.03.2013 10:36:45 0

Bina değil tabut dikiyoruz

Bina değil tabut dikiyoruz

JFMO Başkanı Baki milletvekillerinin bugüne kadar depreme dayanıklı yapı tasarımlarını uygulamayan belediyelerle ilgili bir soru önergesi vermediğine dikkati çekerek uyardı.

melih_bakiGÜNAYDIN ADANA GAZETESİ’nden Vural KÖSE’nin haberine göre, Dünyanın en önemli fay hatları üzerinde yer alan ve yüzde 92’si deprem bölgesi niteliği taşıyan Türkiye, yaşanan depremlerde binlerce vatandaşını kaybetti. 17 Ağustos 1999 tarihindeki Marmara Depremi’nin ardından deprem bilinci gelişmeye başlamış gibi görünse de bu tarihten sonraki depremlerde yine binlerce kişinin yaşamını yitirmesi depremlerden ders alınmadığı sonucunu ortaya çıkarıyor. Yeraltı hareketlerini izleyen bilim dalının Türkiye’deki en önemli isimlerinden biri olan Jeofizik Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Melih Baki, deprem bilincinin geliştirilmesine yönelik etkinliklerin yapıldığı 1-7 Mart Deprem Haftası dolayısıyla gazetemize yaptığı açıklamada Türk halkının depremlerden ders almadığını söyledi. Depremden korunmanın en önemli unsurunun depreme dayanıklı yapı tasarımı olduğunu dile getiren Baki, Türkiye’de konuyla ilgili çıkarılan yasa ve yönetmeliklere uymayan yüzlerce belediye olduğunu savundu. Yasalara uygun inşa edilmeyen binaların beton tabutlardan farksız olduğunu belirten Baki, yasaları aykırı olan bu binalara izin veren belediyeler hakkında herhangi bir yasal işlem yapılmadığının altını çizdi. Yasaları uygulamayan belediyelerin insanlık suçu işlediğini savunan Baki, suç işleyen belediye yetkilileri hakkında yasal işlem yapmayanların da yaşanacak bir depremdeki can ve mal kayıplarından sorumlu olacaklarını söyledi.

Baki, bugüne kadar hiçbir parti milletvekilinin depreme dayanıklı yapı tasarımı için çıkarılan yasaları uygulamayan belediyelerle ilgili bir soru önergesi vermediğini öne sürerek, İçişleri Bakanlığı’nın da belediyeleri denetlemesinin bir zorunluluk olduğunu ifade etti.

 

TÜRKİYE BÜYÜK YIKIMLAR GÖRDÜ

Gazetemize yaptığı açıklamada ülkemizde yaşanan depremlerle ilgili çarpıcı iddialarda bulunan Baki, Türkiye’nin tarih boyunca depremlerden dolayı büyük yıkımlar gördüğünün altını çizdi. Türkiye’nin deprem coğrafyasında herhangi bir değişiklik olmadığının altını çizen Baki, son 20 yıllık süreçte ülkenin büyük kent depremleriyle sarsıldığını ve bu depremlerde dünyanın en büyük can ve mal kayıplarının yaşandığını söyledi.

 

DEPREMLERDEN DERS ALMADIK

Türkiye’nin yaşanan depremlerden ders almadığını kaydeden Melih Baki, 1999’da yaşanan Marmara Depremi’nin ardından Deprem Haftasının ülke gündemine girdiğini anlattı. Deprem haftası etkinliklerinde genellikle arama kurtarma ve deprem sırasında neler yapılması gerektiğiyle ilgili çalışmalar yapıldığını dile getiren Baki, deprem anında en önemli unsurların başında gelen depreme dayanıklı yapı tasarımlarıyla ilgili bir çalışmanın ise yapılmadığını savundu.

 

BELEDİYELER YASALARI UYGULAMIYOR

Deprem haftasının acil arama-kurtarma, toplumu bilinçlendirme amaçlı afet eğitimi ve depremin unutturulmaması için ortaya çıktığını belirten Baki, “Ancak bunun en önemli nedeni ve başlangıcı depreme dayanıklı yapı tasarımından başlar. Türkiye’de ise depreme dayanıklı yapı tasarımını uygulamakla yükümlü olan yüzlerce belediye, bu yasaları zorunlu oldukları halde uygulamıyor” dedi.

 

DÜNYA KONUTLARA SIĞINIYOR, BİZ KONUTLARDAN KAÇIYORUZ

Deprem bilincinin geliştiği yabancı ülkelerde deprem anında konutlara can kurtarıcı gözüyle bakıldığını ve insanların korunmak için konutlara sığındığını ifade eden Baki. Türkiye’de ise bunun tam tersinin yaşandığını söyledi. Bu nedenle deprem haftası etkinliklerinin odak noktasının depreme dayanıklı yapı tasarımları olması gerektiğini aktaran Baki, etkinliklerde bu amaçla çıkarılan yasalara başta belediyeler olmak üzere herkesin uymak zorunluluğunun bulunduğunun hatırlatılması gerektiğini söyledi. Baki, “Deprem haftası ancak bundan sonra anlam kazanır” diye konuştu.

 

BELEDİYELER HAKKINDA İŞLEM YAPILMIYOR

İktidar ve muhalefet partilerinin belediyelerin bu yasaları neden uygulamadığıyla ilgili bir soru önergesi hazırlamadığına dikkati çeken Baki, bunun büyük bir eksiklik olduğunu vurguladı. Baki, “Bir Marmara Depremi’nin Türkiye için ekonomik kaybı 33 milyar dolar. Can kayıplarını da eklediğinizde yaşanan kaybın boyutunu düşünün. Hiçbir milletvekilinin aklına gelmez mi böyle bir soru önergesi? İçişleri Bakanı’nın aklına gelmez mi bu belediyeler niye bu yasaları uygulamıyor diye. Bu belediyeler hakkında neden yasal işlem yapılmıyor” şeklinde konuştu.

 

FACİAYA DAVETİYE ÇIKARAN YASALAR GÜNDEME GETİRİLİYOR

Depremler yaşanmadan önce yapılması gerekenlerin unutulduğunu ileri süren Baki, yasalara uygun yapılmayan binaların beton tabutlardan farksız olduğunu belirterek, depreme dayanıklı yapı tasarımlarını uygulamakla yükümlü olan belediyeler kadar belediyeleri denetlemekle yükümlü olan Valiliklerin de depremlerde yaşanabilecek can ve mal kayıplarından sorumlu olacağının altını çizdi. Baki, Adana Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nde 20 yıl önce uygulanan ve faciaya davetiye çıkaran imar maddelerinin yeniden yaşama geçirilmek istendiğini de aktardı.

 

BETON TABUTLAR ÜRETİLİYOR

Bu girişimin depremden ders alınmadığının bir göstergesi olduğunu anlatan Baki, şöyle konuştu:  “Birinci ana konumuz olan afet yönetimi yasaları uygulamakla başlar. İnsan hayatından daha kutsal, daha öncelikli hiçbir şey olmadığına göre herkes buraya odaklanmayı bir temel görev olarak görmeli. Sonrasında ise deprem anında mevcut yapılar içerisinde ne yapılması gerektiğiyle ilgili bir eğitim süreci olmalı. Kimin nerede nasıl davranması gerektiği anlatılmalı ama şu anda beton tabut üretilmeye devam ediliyor. Onun için istediğiniz kadar deprem sırasında ne yapılması gerektiğini anlatın hiçbir etkisi olmaz”

 

YASALARI UYGULAMAYAN BELEDİYELER SUÇ İŞLİYOR

Depreme dayanıklı yapı tasarımlarını uygulamanın belediyelere de yurttaşlara da ek bir yük getirmediğini belirten Melih Baki, insanların yaşamları boyunca bir eve ancak sahip olabildiğini ancak dayanıklı olmadığı için bir deprem anında 10 saniyede tüm varlıklarını (can ve mal) kaybettiğini vurguladı. Baki, “Belediyelerin bundan çıkarı ne? Belediye başkanları, yardımcıları veya belediyede kamu görevi üstlenen ilgili birimler bu yasaları uygulamak zorunda. Yapmadıkları zaman da suç işliyor. Ortada toplu ölümlere yol açmak, can ve mal güvenliğini tehlikeye atmak suçu var. Belediyelerimiz bu yasalara uymuyorsa suç işliyorlar. Savcılarımız ve valiliklerimiz de yasaları uygulamayanlar hakkında gerekli işlemleri yapmak zorunda” dedi.

 

TEHLİKE BÜYÜK

Adana’da depreme dayanıklı yapı tasarımlarıyla ilgili çıkarılan yasaları merkezde Sarıçam Belediyesi ve diğer ilçe belediyelerinin uygulamadığını belirten Melih Baki, Adana’nın da içinde bulunduğu Doğu Akdeniz Bölgesinin üç kıtanın çarpışma ve Türkiye’deki tüm deprem aktarımlarının merkezi olduğunu anımsattı. 1998’deki Ceyhan Depreminde ters fayın çalıştığını ve enerjinin yüzeye dik olarak boşaldığını, buna karşın 6,2 büyüklüğündeki depremin yarattığı hasar itibariyle dünyanın en büyük hasar yaratan depremi olarak tarihe geçtiğini aktaran Baki, “Eğer o depremde düşey atımlı fay çalışsaydı, hasarın boyutunu düşünmek bile istemiyoruz” diyerek tehlikenin boyutuna dikkati çekti.

 

SUÇA DUYARSIZ KALIRSAK BEDELİNİ AĞIR ÖDERİZ

Çatalan içme suçu projesinin Adana için bir dönüm noktası olduğunu aktaran Baki, birinci kanalın güneyinde Çatalan’dan önce yapılmış apartmanların bodrum katlarının su içinde olduğunu vurguladı ve uyardı:

“Zemin eski zemin değil. Bir deprem anında hiç düşünmek, duymak istemediğimiz hasarla karşı karşıya geleceğimiz kesindir. Bu anlamda başta valilik makamımız olmak üzere belediye yetkililerimiz olmak üzere bir araya gelip buna çözüm bulmak zorundayız. Daha da önemlisi yasaların uygulanması bir zorunluluk. Uygulamayan tüm belediyelerimiz hakkında savcılıklar da harekete geçmek zorundadır. Çünkü toplu ölüme, katliama yol açan bir insanlık suçudur bu. Bu suça duyarsız kalırsak bedelini çok ağır ödeyeceğiz. Hiç kimsenin yarın deprem olduğunda konuşmaya hakkı olmaz. Sorumluluğu bulunan herkes suçlu olur.”

 

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI BELEDİYELERİ DENETLEMEK ZORUNDA

Doğu Akdeniz bölgesinde Hatay’da bir kilitlenme olduğunu ve burada 7,4’ten büyük bir depremin beklendiğini dile getiren Baki, Adana-Osmaniye arasında ve Akdeniz’de sismik hareketlilikte bir artış olduğunu kaydeden Baki, “Bölgemiz şu an Doğu Anadolu fayı dahil, en dikkatle izlenmesi gereken ve önlemin en fazla alınması gereken bölgelerin başında geliyor.

Yarın deprem olduğunda ‘Yasa var uygulamadık’ mı diyeceğiz? Bunu dünyaya insanlığa nasıl izah edeceğiz? İçişleri Bakanlığı’nın belediyeleri denetlemesi bir zorunluluk” şeklinde konuştu.(GÜNAYDIN ADANA GAZETESİ)

Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor

YAZARLAR

24.8° / 13.8°