BİR GÜNDE OLSA HATIRLAMAK GÜZEL

BİR GÜNDE OLSA HATIRLAMAK GÜZEL


Pazar günü anneler günü idi.





Sanal alem anneler günü yoğunluğu nedeniyle sahiplerine kamyon dolusu para kazandırıyor.
Aslında her işimiz sanal olmaya başladı. Dokanmak, sarılmak özlem gidermenin yerini alan sanal alem insanları samimiyetten uzağa itmeye başladı.
Üstüne birde ekonomik verilerin insanların bunalması şartlara göre hareketi getirmeye başladı.
Şimdi,
Dünya'da anne kavramı her canlı için muhterem bir varlık.
Kılişe laflar herkes için mutluluk getirebilir Fakat kelimeler hiç bir daim gerçeğin önüne geçmez.
Gün dedik pazar günü kimsenin elinde adet olan bir çiçek görmedim! Öyle ya, oda bir maliyet ve insanlar sadece şu an hayatını geçindiriyor.
Dünya'da yaşayan ve Dünya için savaşlar yapan insanları öldürenlere anneler doğurdu.
O insanların öldürdüğü insanlar içinde de bir çok annenin olduğunu düşünürsek, ne garip Dünya diyesi geliyor insanın.
Sevgiyi paylaştıkça büyüyen bir olay, demek özne sevgi dersek annenin başka bir yeri var.
Yaşlılar yurtları nice annelerle dolu, demek bir yatak, bir lokma veremedik annemize. Oysaki sofrasında yeterli yemeği çocukları yesin diye midem ağrıyor diyen nice anneleri biliriz.
Şimdi gazetelerin üçüncü sayfalarını dolduran kadın cinayetlerinin baş rolünde anneler değil mi?
Elbette ki annelerini güzel yaşatan değerli çocuklarda var, ama bir elin bir parmağını geçmez.
Olsun düşünen sağ olsun bir günde olsa anneler düşünülmüş ve gün ilan edilmiş.
Boşuna dememişler 'cennet anaların ayakları altında' diye.
Bu gün anısına çok olumsuz şeyler yazmak günün anlamını kaçırır. Bende diyorum ki, kendi annemden başlayarak tüm annelerin gününü kutlarım.
analar gülerse dünya güler.
Neşet Ertaş'ın dediği gibi,
Analar insandır, biz insan oğlu. O zaman insan olmak için çabalayalım, çok zor değil.



Süleyman YALÇIN

10.05.2022 19:20:44

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.


VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI