BİR ŞEYLER YANLIŞ DEĞİL Mİ?

BİR ŞEYLER YANLIŞ DEĞİL Mİ?

Enflasyonun bir-iki puan aşağı inmesi ile birlikte, işsizliğin de aynı oranda yukarı çıkmasının “kurtuluş” olarak gösterilmesine “sorgusuz” kendini kaptırmanın sonucu nedir biliyor musunuz?

Ekonomik çıkmaz makasının gün geçtikçe aralanmasıdır!

Yeni işyerleri açılmadıkça,

Üretim yapılmadıkça,

Tüketim sürdükçe başka bir sonuç beklemenin anlamı yoktur!

***

Dün bir haber vardı gazetelerde…

Almanya, “nitelikli çalışan” için kapılarını açacakmış!

Federal Meclis’te yapılan oylamada “nitelikli işgücüne” oturma-çalıma izin verilmesini yasa tasarısı onaylanmış.

Yasa tasarısının Eyalet Meclisi’nden de geçmesi, bu yılbaşında yürürlüğe girmesi bekleniyormuş.

Yasa da “AB yurttaşı olmayan yabancıların, yüksekokul ya da meslek eğitimi diplomaları bulunması, mesleki yeterlilikleri, Almanya’da uygun iş sözleşmeleri almaları, dil bilmeleri” gerektiğinden söz etmekteymiş!

Çevremde gördüğüm, yıllarını iş aramakla geçiren, işe girebilmek için el ovalamayı bilmeyen, açlıkla sınanan, gereksinmesinin neler olduğunu unutan, sabahın dün ışıklarını anlamlandıramayan “eğitimli işsizlerin” gözleri parladı…

“Aç kalınan mı, doyulan yer mi vatan” dedi…

***

Bir ülkenin yurttaşı, yaşamını kazanabilmek için kendi yurdunda çalacak kapı bulamıyorsa…

Çaldığı kapılar açılmıyorsa,

“İktidar” büyüyen işsizliği “istenen beklenti” olarak değerlendiriyorsa,

“İş” başvuruları için oluşan kuyruklar görülmüyorsa…

Bunların ardından “parlayan gözleri” düşünelim düşünebildiğimiz kadar!

***

Yasa tasarısında yer alan iki başlık üzerinde durmam gerek!

İlki “nitelikli işgücü”…

Anımsar mısınız, bir süre önce “nitelikli işgücüne iş var” denilmişti.

Ancak “nitelikli işgücünün” içeriği belirtilmemişti.

Kanımca bizdeki anlamı ‘liyakat’ değil! Birçok kurumda yetkilendirilenlerin kimliklerini, duruşların yüzeysel olarak bile izlediğinizde ‘iktidarın memuruyum’ diyenlerden geçilmediği görülecektir!

“İktidar memurunun” nitelikle bağlantısının olmadığını sağır sultan bile biliyor!

“Liyakat” koşuluna göre yetkilendirme yapmayan kurum ya da kuruluşların; “nitelikli işgücünü” hem dışarıda tutarak, hem de bilgi-birikiminden yararlanmayarak salt kendilerine değil, ülkeye de zarar verdikleri yaşananlardan belli değil mi?

Almanya, kendinin önünde diz çökecek, ‘biat’ edecek değil; bildiklerini aktaracak, çalışacak, kendine yarar sağlayacak ‘işgücü’ istiyor!

Bizde “nitelikli işgücüne” ne gerek…

***

Peki, bizim için önemli olan nedir?

Bugün, işsizlerimiz yaşamlarını sürdürebilmek için yabancı ülkelerden gelecek ‘kıytırık’ yasa tasarılarından yararlanmayı bekliyorsa, ‘iktidar’ kendi yaşamını ‘beka’ saydırmak için çok ağızdan söylemlerle zamanı dolduruyorsa, üretim konusunda duyarsızlık varsa, dışalımla gereksinmeler karşılanırken yakınlarına köşe döndürmeler sürüyorsa, üretici toprağını ekmemekle karşı-karşıyaysa, bir de “nitelikli işgücü” Almanya’nın araladığı kapıyı gözlüyorsa…

Bizim için önemli olan ne?

***

Yasa tasarısında ikinci bir madde var…

“Nitelikli işgücü dil bilecek” deniyor!

Kim olursa-olsun, gittiği bir ülkede sorunlarını, isteklerini anlatabilmesi için bu bir zorunluluk…

Geçtiğimiz günlerde biriyle söyleşirken, Suriyeli sığınmacıların, bunca geçen yıllara karşın dilimizi neden konuşmadıklarını sorduğunda, üstelik hastanede yerli hastalardan daha rahat oluşlarını dile getirdiğimde, ‘yanıldığımı, bunun ırkçılık’ olduğunu söylediğinde aramızda mini bir tartışma yaşanmıştı!

Gariplik bizde mi, onlarda mı?

Gariplik “nitelikli işgücümüzün” Almanya kapısının aralanmasına sevinmesi mi, Almanya’nın böyle bir tasarı oluşturması mı?

Gariplik “nitelikli işgücüne” iş olanakları oluşturamamak mı, Suriyeli sığınmacılara milyarlar harcamak mı?

Gariplik bu gün dünyada Çince (Mandarin), İngilizce, İspanyolca, Hintçe, ardından Türkçe beşinci sırada yer aldığını bilmemek olmalı…

***

Yaşananları doğru algılamayıp, bu ülkeyle beslenen değerleri bir çırpıda unutarak dışarı gitmelerinin önündeki engeller ufalandığı sürece;

“Nitelikli işgücü”,

Ya da “nitelikli beyin göçü” ülkeyi terk etmenin yolunu arayacak, en küçük bir kıvılcımda da ‘doyduğu yeri’ benimseyecektir!

Eğitimini bu ülkede yapmış, bu ülkenin yaşanmışlığıyla var olan “nitelikli işgücü”, bir başka ülkenin ekonomisini katkı yapmak için koşacağı günü bekleyecek…

Tüm bunlara karşın “iktidar”; ekonomik gelişmeleri, üretimi, tüketimi, dışalımı, dışsatımı, eğitimi, üreticiyi, emekliyi, işçiyi, sokağı değerlendirirken ‘tanık olunmayan’ tablo çizecek…

Bir şeyler yanlış değil mi?

Oktay EROL

11.06.2019 01:55:28

YAZARLAR


VALİ KÖŞGER’DEN GÜVENLİ VE DÜZENLİ TRAFİK VURGUSU

NAZIM ALPMAN YAZDI/ DEVLET 1 MAYIS’A SAYGI GÖSTERSİN!

KUŞ GRİBİ YUMURTA FİYATLARINI ARTIRDI

KARNAVAL KOMİTESİNDEN MEKTUP VAR

ZEYDAN KARALAR’DAN MHP İL BAŞKANINA “SİNEK” CEVABI

YERLİ SUSAM İÇİN  YERLİ ÜRETİM HAMLESİ

ÇUKUROVA BELEDİYESİ TENİS TURNUVASI BAŞLADI

FATİH GÜLER GÜVEN TAZELEDİ

18 İLDEN 400 SATRANÇ SPORCUSU ADANA’DA YARIŞTI

CHP’Lİ BULUT: TASARRUFU SARAYDAN BAŞLATIN

SEYHAN NEHRİNDE GONDOLLA GEZDİLER

"YALANA VE ŞANTAJA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ"

CHP GERÇEĞİ YAYINLADI

ADANA’DA 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMASI

GÜNÜ FOTOĞRAFI:

RESMİ AÇILIŞISI HİSARCIKLIOĞLU YAPTI

CHP’DEN 23 NİSAN KUTLAMASI