Manşet Haber 16.09.2015 17:58:23 0

'Bizim Elif'e Rakip mi?

'Bizim Elif'e Rakip mi?

Adana CHP’de 1 Kasım erken seçimleri için 30 Milletvekili aday adayı başvurusu gerçekleşti. Bu listede genç bir avukat dikkat çekiyor. Birgül Gündoğdu. CHP Adana Milletvekili Elif Doğan Türkmen’in Hukuk bürosunda görev yapıyor. 7 Haziran seçimlerinde de Türkmen’in yanından ayrılmadı. Siyasi kulislerde Birgül Gündoğdu adı bir hayli tartışılmaya başlandı. Kulislerde Gündoğdu’nun Elif Doğan Türkmen’in yerine yazılabileceği iddiaları dolaşmaya başladı. CHP’de 4 vekilin değişmeyeceği hem Genel Başkan Kılıçdaroğlu hem de parti üst yönetimi tarafından vurgu yapılarak kamuoyuna açıklanıyor. Ancak aynı büroda görevli bir vekil diğeri davaların takipçisi Birgül Gündoğdu’nun başvurması CHP’deki kulislerde kafaları karıştırıyor.

7 Haziran seçimlerinde adaylarını eğilim yoklaması ile 57 aday adayı arasından belirleyen CHP’de 30’un üzerinde 2. Ve 5. Sıra aday adaylığı için başvuru gerçekleşmişti. 1 Kasım erken genel seçimlerinde vekillerin değişmeyeceği açıklanınca 5. Sırada yer alabilmek için sadece 30 başvuru oldu.

Adana CHP’de 5. Sıra Milletvekili aday adaylığı için başvuran isimler ve meslekleri şöyle:

 

 

1.     Cihangir Karataş                  Gazeteci/Esnaf
2.     Hüseyin Keser                      Emekli Eğitim Müfettişi
3.     Murat Koluçolak                   İnşaat Yüksek Mühendisi
4.     Refik Köylü                           İnşaat Mühendisi
5.     İbrahim Özdiş                       İnşaat Mühendisi
6.     Mustafa Kemal Özkan          Doktor
7.     Murat Öztanrıöver                 Ziraat Yüksek Mühendisi
8.     Şenol Pektaş                         Mühendis
9.     Hatice Sezer                         Yüksek Mimar / Restorasyon Uzmanı
10.  Müzeyyen Şevkin                  Mühendis
11.  Ali Tekin                                 Öğretim Üyesi
12.  Etem Tok                                işadamı
13.  Orhan Toklu                            Avukat
14.  Zülfikar İnönü Tümer              İnşaat Mühendisi
15.  Elif Doğan Türkmen                Avukat
16.  Aydın Uslupehlivan                 İnşaat Mühendisi
17.  Gülcan Abalı                            Doktor
18.  Kadriye Aşşık                           İşçi/Usta
19.  Mustafa Kemal Attila               Tıp Doktoru
20.  Işık Ayata Bildacı                  Eczacı
21.  Burhanettin Bulut                  Eczacı
22.  Rukiye Çinkılıç                      Avukat
23.  İbrahim Demir                        Mimar
24.  Kemal Derin                           Avukat
25.  Murat Devecioğlu                  Avukat
26.  Sedat Doğan                          İnşaat Mühendisi
27.  Orhan Ekici                            İnşaat Mühendisi
28.  Nesrin Göçhan                      Turizmci
29.  Birgül Gündoğdu                  Avukat
30.  Yüksel Karaaslan                 Muhasebeci/Mali Müşavir

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°