Botaş, Aziz ile Sözleşme Yeniledi
Manşet Haber 4.09.2013 03:25:09 0

Botaş, Aziz ile Sözleşme Yeniledi

Botaş, Aziz ile Sözleşme Yeniledi

Aziz AkkayaTürkiye Kadınlar Basketbol Birinci Lig ekiplerinden Adana Botaşspor yönetimi, Baş Antrenör Aziz Akkaya ile sözleşme yeniledi.

Botaşspor idari binasında yapılan törene kulüp başkanı İbrahim Tan ve Baş Antrenör Aziz Akkaya’nın yanı sıra Adana Botaşspor yönetim kuruluda katıldı.

İmza töreninin ardından konuşan Adana Botaşspor kulübü başkanı İbrahim Tan, “Baş Antrenörümüz Aziz Akkaya ile yeni sezonda da yolumuza devam edeceğimiz için çok mutluyuz. Söz konusu beraberliğin her iki taraf içinde faydalı olacağını belirtmek isterim” dedi.

CAMİA İLE BÜTÜNLEŞTİK

Baş Antrenör Aziz Akkaya ise şu ifadeleri kullandı ''Camiamızla bütünleştik. Yönetim kurulu üyelerimiz ile konuşarak uzun vadede neler yapabileceğimize karar verdik. Adana Botaşspor’un başarılı, mücadele eden, eski günlerde ki gibi layık olduğu yere geleceğine inancım tamdır. Desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen Adanalı taraftarlarımıza bu sezon daha çok ihtiyacımız var. Taraftarlımızın maçlara gelerek takımlarını desteklemeleri oyuncularımıza artı güç katmaktadır. Bunun için bize destek olan herkese teşekkür ediyorum' dedi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°