BOTAŞ kaptanları destek istedi
Manşet Haber 31.10.2012 15:44:59 0

BOTAŞ kaptanları destek istedi

BOTAŞ kaptanları destek istedi

Adana(Ulus)--Türkiye Kadınlar Birinci liginde ikide iki yapan Adana Botaşspor yarın Euro Cup’ın ikinci maçında evinde Dunav 8806 ile karşılaşacak. Adana Botaşspor’da tek hedef galibiyet.

Karşılaşma yarın Adnan Menderes Spor Salonunda 19:00’da start alacak.

Adana Botaşspor’un kaptanları Courtney Paris ve Burcu yaptıkları açıklamada Dunav 8806 maçından galibiyetle ayrılacaklarını belirttiler. Adanalılara da çağrıda bulunan kaptanlar Adana Botaşspor’u yalnız bırakmamalarını söylediler.

Burcu Çiğil: “Hafta içinde ki çalışmalarımızı galibiyet adına yaptık. Dynamo Kursk karşısında aldığımız mağlubiyeti Dunav 8806 maçında telafi ederek Euro Cup ’ta ki yolumuza devam etmek istiyoruz. Bu önemli karşılaşma da Kırmızı Beyazlı taraftarlarımızın da salonu doldurarak bizlere destek olmalılar” dedi.

Courtney Paris ise “ Türkiye Kadınlar Birinci liginde aldığımız galibiyetler ile sezona iyi başladık Euro Cup’ın ilk maçında deplasmanda iyi mücadele etmemize rağmen Dynamo Kursk’a mağlup olduk. Yarın (Bugün) Bulgaristan’ın temsilcisi Dunav 8806 ile karşılaşacağız. Takım olarak Dunav 8806 karşısında kazanmak istiyoruz. Adanalı basketbol severlerinde Dunav 8806 karşında bizleri yalnız bırakmayarak destek vermeleri çok önemli” dedi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°