Botaşspor
Manşet Haber 25.09.2012 14:31:56 0

Botaşspor'dan malzeme yardımı

Botaşspor'dan malzeme yardımı

Adana(Ulus)-- Botaşspor amatör spor kulüplerinden sonra Gaziantep'teki bir okula da spor malzemesi yardımı yaptı. Sporun olduğu her yere dostluk elini uzatan Botaşsspor'un bu kez de Adana'nın dışında, Gaziantep'teki Şehit Kamil Ortaokulu'na gönderdiği malzemeler öğretmen kadrosu ve öğrenciler arasında mutluluk yarattı.
Şehit Kamil Ortaokulu Beden Eğitimi Öğretmeni Ahmet Kürklü'nün, spor malzemesi yardımı talebini geri çevirmediklerini belirten Botaşspor Spor Okulları Koordinatörü Halil İbrahim Süyük, kulüp olarak amatör spor kulüplerine zaman zaman yaptıkları spor malzemesi yardımlarını bu kez de Gaziantep'teki bir okula yapmaktan onur duyduklarını belirtti, “Botaşspor dostluk elini bu kez de komşu ilimizdeki eğitim yuvasına uzattı. Bu malzemelerin orada eğitim gören genç kardeşlerimize katkısı olacağına inanıyoruz. Kulübümüzün zaman zaman da olsa bu tür faaliyetlere katkı koymasının örnek olmasını diliyoruz” dedi.
Botaşspor'un taleplerini kabul etmesinden duydukları memnuniyeti vurgulayan Adanalı Beden Eğitimi Öğretmeni Ahmet Kürklü de, “Bir Adanalı ve Botaşspor taraftarı olarak bu isteğimizin yerine getirilmesi beni fazlasıyla onurlandırdı. Verilen malzemeleri öğrencilerimizle birlikte en iyi şekilde değerlendireceğiz. Okul yöneticileri ve öğrencilerim adına Botaşspor'a ve büyük anlayış gösteren Spor Okulları Koordinatörü Halil İbrahim Süyük'e sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum” diye konuştu.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°