BU BAYRAM...
Manşet Haber 1.08.2020 12:20:53 0

BU BAYRAM...

BU BAYRAM...


Sağlık Bakanı Fahrettin Koca bir yandan, bilim kurulu bir yandan, test sonucu “pozitif” olanlarla yakınları bir yandan “işin” öneminden söz etse de;





Ülkemizin uygulayıcıları/ yöneticileri ne denli covid 19 için önlemler almada içten davranıyor; tartışılmalı!





Anımsar mısınız, salgının ilk günlerinde İstanbul Anakent Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, yalvarırcasına “kısıtlamadan” söz etmiş, İstanbul’da bunun büyük önem taşıdığından söz etmişti!





Adana’da Başkan Zeydan Karalar, “hükümetle birlikte” ele-ele vererek yapılabileceklerden söz etmişti.





“İktidar” da, patronun küçülen “pastasını” geri kazandırmak için “kredi musluklarını” açmıştı!





Salt ülkemizin değil, dünyanın üzerinde uğunduğu salgında “en zorunlu” olan, yapılması gerekenmiş gibi, yurttaşla “alay” edercesine…





Kısa bir süre sonra “ödemeleri” başlayacak olan kredilerin yol açtığı sorunları da göreceğiz!





“İktidar”, salgında neler için uğraş vermiş göreceğiz!





***





Bayram…





Şeker Bayramı’nda uzaktan, telefonla/ görüntülü kutlamalar yaşandı…





İnsanlar birbirine sarılamadı, büyüklerden uzak kalındı, kalabalıktan uzak duruldu; hiç de alışık olamadığımız, çocukların cıvıl cıvıl coşku yaşadığı günlerden uzak, şeker yiyemeyen çocuklar görmeye tanık olduk!





Şimdi Kurban Bayramı…





Şeker Bayramı’ndan ayrı özellikte…





“Kurbanlığınızı” almak için pazara gideceksiniz, günlerce başka yerde olan “kurbanlığı” kendi alanınıza alacaksınız, sizden önce başka kesim yapan kasabın sizin “kurbanlığınızı” kesmesini izleyeceksiniz, kasabın sizden sonra bir başka “kurbanlığı” keseceğini bileceksiniz, “kurbanlığınızı” parçalara böleceksiniz, biriniz etleri elleriyle şişe dizecek, ateş başında konuklarınızla pişireceksiniz…





Kurban Bayramı, Şeker Bayramı gibi “uzaktan” kutlanmayacak; daha iç-içe, daha yan-yana…





***





Kalabalık bir cadde üzerinde, uzun vitrinin içerisinde, kızarmış piliçleri düşünün…





Caddeden geçenlerin salt baka-kalmalarını, ağızlarını buruşturarak yutkunduklarını…





“İktidarın” covid 19 yaklaşımı da böyle…





Bakan Koca’nın düşündükleri yaşama geçse, hem yurttaşlar, hem ülke rahatlayacak da;





Sağlık konusunda birçok gelişmenin “başka” ağızlardan duyulması, inandırıcılık/ uygulanabilirlik konusunda da yurttaşın ikirciklenmesine neden oluyor!





Kurban Bayramı’nda, yine “yakınlarınıza gitmeyin, kalabalıktan uzak durun” uyarıları yapılıyor da; oysa önce, “vitrin içerindeki kızarmış piliç” gibi sunulan turistik bölgeleri, deniz kıyılarındaki şezlonglarda güneşlenenleri, kredi harcama çılgınlığını nereye koyacağınızı düşünmeniz gerek kanımca…





O bankalardaki kredi kuyruklarını,





Kredileri tükettirmek için “reklam” savaşını,





Turizm ile inşaat sektörünün tüm ülkeyi kıskandıran “yerimiz yok, rezervasyon yapmadan gelmeyin” açıklamalarını,





Covid 19 için uyulması gereken önlemler konusunda ne sosyal aralık, ne hijyen, ne maske zorunluluğu, ne patırtı/ kütürtü çalışmalarını…





Tüm bunlar “yapılıyormuş” gibi davranılarak, “bayramda yüz/yüze olmaktan uzak durun” denecek…





Patronun “iş alanında”, kredi tüketenin tanımadığıyla yana-yana olmasına/ eğnlenmesine/ dinlenmesine “söz” yok, bayramda “yakınlarıyla” bayramlaşana günün her saatinde “dur” uyarısı…





Doğrusu bu mu?





***





Bir başkasının uyarısına, sözüne gerek yok!





Yurttaş “kimden” zarar gördüğünü, “kimin” kendini aldattığını, “kimin” sözlerinin inandırıcılıktan ırak olduğunu, “kimin” söylemini dinlemesi gerektiğini biliyor, onun için de;





Ne ekonomik konuda söylenenler,





Ne politik yaklaşımlar,





Ne “yetkili/bilen” olmayanların dediklerine değil, Sağlık Bakanı Koca’nın dediklerini önemsiyor.





“İktidarın” diğer bakanlarında “görülmeyen”; sakin, doyurucu, anlaşılan, yalın bir dille, sorulara sinirlenmeden verdiği yanıtlar yetiyor.





Covid 19’un, “her koyun kendi bacağından asılır” bakışını ters/ yüz ettiğini her konuşmasının “özünde” görmek gösteriyor!





Yurttaşı “kendini” virüsten korurken, bir yandan da başkalarının yakalanmamasında da etken olduğuna inandırıyor.





Şunu biliyoruz:





Ne bu bayram, ne bayramın dışındaki günler “öncesine” benzemeyecek!





Salt “günler” değil; politika da, ekonomi de, üretim de, tüketim de, sosyal yaşam da, eğlence de, dinlence de, eğitim de…





“İktidarın” patron odaklı yürüttüğü gelişmelerin de tutarlı/ olumlu yanı yok!





Bu “değişimi” başaran toplumun, geleceği daha güvenilir olacak; Bu “ilk” Kurban Bayramı, öyle bir bayram…



YAZARLAR

29.2° / 15.4°