Bu otel 4 dinin ortak yaşamını sunuyor
Manşet Haber 21.03.2013 14:11:47 0

Bu otel 4 dinin ortak yaşamını sunuyor

Bu otel 4 dinin ortak yaşamını sunuyor

maridin-otel-kaleKültürel zenginliği ve 7 bin yıllık geçmişi ile dünyanın gözdesi Mardin'de Maridin Oteli 4 dinin ortak yaşamını sunan hoşgörüyle hizmete girdi. İnanç ve kültür turizmi ile son yıllarda yıldızı parlayan Güneydoğu’nun açık müze şehri Mardin’de, Kültürel zenginliği ve 7 bin yıllık geçmişinin  izlerini taşıyan Maridin Oteli 4 dinin ortak yaşamını sunan hoşgörüyle hizmete girdi.

Mezopotamya ovasına bakıyorBir dönem yetiştirme yurdu olarak kullanılan ancak daha sonra terk edildiği için harabeye dönen 5 katlı ve 32 odalı konağı satın alan Mardinli işadamı Fırat Irmak, 22 milyon liralık harcamayla restore ederek otele çevirdi. Fırat Irmak, Rusya’da mimarlık üzerine aldığım eğitimde öğrendiklerimi, Mardin’e hakim Artuklu ve Süryani mimari yapısı ile tarihi ve kültürel dokuyu da harmanlayarak bu eseri ortaya çıkardıklarını söyledi.

 

4 dinin amblemleri yer alıyor.

 

Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Belgeli Butik Otel olarak hizmete giren tesiste 32 odada 2 kral dairesi, 5 suit oda 80 yatak kapasitesi bulunuyor. Dünyada 4 dinin ortak yaşam alanı bulduğu Mardin’de hizmete giren otelin tüm taş işlemelerinde 4 dinin amblemleri yer alıyor. Otelin Genel Müdürü Zeynep Temiz 4 dini buluşturdukları Maridin Oteli’nin, aynı zamanda dinlerarası barışın ve hoşgörünün simgesi olduğunu belirterek “Amacımız dünyaya barışı daha güçlü bir şekilde sunmaktır. 2 yıllık bir çalışmanın sonunda bu harabeyi 5 yıldızlı bir otelin standardında bir butik otel yaptık” dedi.

DKA DESTEKLEDİ

 Adını Mardin’in eski adlarından olan Maridin’den alan eski konaktan oluşan “müze otel” Maridin Oteli Dicle Kalkınma Ajansı’nın 2011 yılında Sektörel Gelişme Mali Destek Programı ile altyapısı hazırlanan tarihi yapı konaklama tesisi haline getirildi. Kapıdan girişte avlunun karşısında 4 dinin ambleminin yer aldığı pano bulunuyor. Dış cephesi taş işçiliğini örnekleri ile dolu otelin lobisi ise eski kervansarayları aratmayan çapraz tonozlu geniş bir hole sahip bulunuyor.

Otelin Genel Müdürü Zeynep Temiz, yüksek tavanın ve çapraz tonozların insan sağlığı için önemini anlatarak “Çapraz tonoz sürekli havalanan bir ortam yaratarak havanın temizlenmesini sağlıyor. Yüksek tavan ise insanın üzerindeki baskıyı ortadan kaldırarak, ferahlatıyor” dedi.

 

MARDİN’İN ALTI

 Mardin MÖ 4500 yıllarından başlayarak yaklaşık 18 uygarlığa ev sahipliği yapan bir şehir olarak tanınıyor. Ne zaman kimler tarafından kurulduğu bilinmeyen Mardin, Yavuz Sultan Selim’in 1516’daki Mısır seferi sırasında Osmanlılara geçti. Günümüze kadar ise Anadolu topraklarının en değerli şehirlerinden biri olarak yaşadı.

Maridin Oteli’nin yapımı sırasında zeminde çok eski yıllara ait kalıntılar bulunduğunu, hatta Mardin Kalesi’ni uzanan bir tünel olduğunu belirten yöneticiler “Mardin’de nereyi kazsanız, geçmiş karşınıza çıkıyor. Tepede bulunan Mardin’in altında birkaç tane Mardin bulunuyor” şeklinde konuştular.

SARNIÇTA YÜZMENİN KEYFİ

Otelin altında bulunan su sarnıçlarının yüzme havuzu şeklinde yapıldığını belirten Maridin Oteli’nin Müdürü Zeynep Temiz “Yaklaşık 20 metre uzunluğunda sarnıcı ışıklandırarak konuklarımız için yüzme alanı yaptık. Otelimizde konaklayanlar sarnıçta yüzmenin keyfini yaşayacaklar. Ayrıca bir odamızın altında bulunan sarnıç ise o odaya özel yüzme havuzu yapıldı” dedi.Maridin Otel ışık saçan mimarisi ve huzur veren motifleri ile geçmişin dokusunu yansıttığını söyleyen Zeynep Temiz “1600 yıllık bir geçmişin birçok dönemine tanıklık etmiş Maridin Otel değişen çağlara meydan okurcasına dimdik ayakta. Maridin Otel, taş işçiliğinin tüm görkemini yansıtan karakteristik binası, Mardin şehrine hakim konumu, göz alabildiğine uzanan Mezopotamya Ovası manzarası, önemli tarihi eserlere yakınlığıyla, ziyaretçilerine

büyülü bir zaman yolculuğu sunuyor' şeklinde konuştu.

 

maridin-otel-dis-avlu2GEÇMİŞTEN İZLER VAR

Mardin’in eskiden Ermenilerin oturduğu mahallesinde bulunan konak tipi evin altında bulunan su sarnıçları yapıya farklı bir özellik katıyor. Konakta bulunan izler yapının Asurlular dönemine kadar dayandığını gösteriyor. Bodrum katındaki inşa tekniği ise Artuklu dönemi izlerini taşıyor. Yapının üst katlarına doğru çıkıldığına ise Yahudilerin kutsal Davut Yıldızı veya Davut Kalkanı ambleminin bir çok yerde kullanıldığı görülüyor. Selâmlık odalarının çapraz tonozlarında yer yalıtım amaçlı küpler Artuklu dönemi izleri olarak beliriyor. Binanın yapılındaki (U) plânı, taş işçiliği süslemeleri ve mimari ustalık ise Mardin’in yöresel özelliklerini yansıtıyor.1970’li yıllarda Mardin’in soylularından Kendin ailesi tarafından kullanılan konak, Cumhuriyet döneminde çocuk yetiştirme yurdu olarak kullandı. Günümüzde ise müze otel kavramı içinde 4 dinin ortak yaşam bulduğu butik otel olarak hizmet veriyor. Yaklaşık 4 metre yüksekliğinde tavanları ve 25 metrekare’den 40 metrekareye kadar değişen kullanım alanları ile bölgenin en özel otelleri arasında yerini alıyor. Mezopotamya ovasına ve Mardin Kalesi’ne hakim terası ise otelin muhteşem manzarasını tamamlıyor.

MUHTEŞEM KRAL DAİRELERİ

Otelde bulunan kral dairelerine ise yörenin özelliklerini göre isimler verildi. Şehrazat adlı 40 metrekarelik ve 5 metre tavan yüksekliği bulunan, ortasında muhteşem bir jakuzi yer alan kral dairesi Binbir Gece Masalları’ndan esinlenerek hazırlandı.

Şehrin Efendisi anlamına gelen Şehriyar adlı kral dairesi ise Mardin evleri mimarisine uygun taş işçiliği ve özel dekoru ile geçmişten gtünümüze esintiler sunuyor.

 

maridin-otel-dis-avlu1BÜYÜK SUİT ODALAR

Otelin suit odaları da büyüklükleri ve yüksek tavanları ile dikkati çekiyor.Turabdin adını Süryanilerin kutsal bölgesi Turabdin’den alıyor. Firdevs adlı 42 metrekarelik cennet köşesi gibi oda adını İslam’a göre cennetin en yüksek kademesinden alıyor. Fırat adlı 38 metrekarelik odanın adı ise Arapça’da rahatlık anlamına geliyor. Dare adlı 43 metrekarelik oda Mezopotamya havzasının mistik özelliklerini sunuyor. Bahçevan adlı odada ise konfor ve estetik ön plânda görülüyor.

Otelin standart odaları ise 3 metre tavan yüksekliği 25 metrekare kullanım alanı ile konforlu bir yaşam sunuyor.

RESTORAN VE SPA



Otelin avlusunda kahvaltı servisi verilen 100 kişilik açık ve alt katında ise çapraz tonozlarla örtülü 300 kişilik mapalı restoranı bulunuyor. Türk ve dünya mutfağı yanında yöreye özel yemekler sunuluyor. Akşamları yapılan müzik ise restoranı Mardinlilerin önemli eğlence yeri haline getiriyor.(Tahir YAMAN)

 

 

2 Bin 500 TL bulursa  Avrupa'da temsil edecek..

 

 

Murat Can Erikli...18 Yaşında...

Bilek Güreşi Genç Erkekler 75 kiloda birçok başarısı var. Son olarak Antalya'da yapılan Türkiye şampiyonasında ikinci olarak Adana'yı başarıyla temsil etti.

Şimdi ise önüne Milli forma ile Adana'yı Avrupa'da temsil etme imkanı çıktı. Litvanya'da yapılacak şampiyona için Milli davet eden Murat Can Erikli, şampiyonaya katılmak istiyor. Adana'dan bir tek kendisinin davet aldığını belirten Murat Can Erikli, 'Ancak 2 Bin 500 TL'ye ihtiyacım var. Bu parayı bulduğum zaman Milli formamı Litvanya'da başarıyla temsil edeceğim. İlgililerden bu konuda destek bekliyorum.'dedi.

Esnaf’tan emniyetin kurmayına ziyaret

 

Adnan Menderes esnafı, Emniyet Müdürü Ahmet Zeki Gürkan’ı ziyaret etti ve sorunlarını içeren dosya verdi

 

Adana Adnan Menderes Bulvarı Seyhan Gölü Çevresi Esnafı Dayanışma Geliştirme Turizm ve Kültür Derneği Başkanı Öztürk Kolcuoğlu ve dernek yönetim kurulu üyeleri Adana Emniyet Müdürü Ahmet Zeki Gürkan’ı ziyaret etti.

Nezaket ziyaretinin yanı sıra, esnafın yaşadığı sorunları içeren bir dosyayı Adana Emniyet Müdürü Ahmet Zeki Gürkan’a sunduklarını belirten Öztürk Kolcuoğlu, “Kamuoyun bildiği gibi, esnafımız uzun süredir yaşam mücadelesi veriyor. Esnafımızın bölgeden tahliye istemiyle başlayan ve mühürlemelerle devam eden olumsuz süreç devam ediyor. Biz de emniyet müdürümüze, 150 esnaf adına sorunlarımızı içeren bir dosya verdik. Hem kendisine nezaket ziyareti gerçekleştirmek, hem de sıkıntılarımızı aktarmak istedik. Çok yoğun olmalarına rağmen bizleri kabul etme inceliği göstermelerinden dolayı kendilerine müteşekkiriz. Sorunlarımız çözülmese bile, bize gösterdikleri ilgi ve alaka moralimizi yükseltti.

maridin-otel-dis-avlu2Ziyarette Öztürk Kolcuoğluna, dernek yönetim kurulu üyeleri İbrahim Şenbayrak, Duygu Arzu Şenbayrak, Erol Büyükkardeşler, Zeki Tohumcuer ve İsmet Oruç eşlik etti.

 

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°