Buğday fiyatları ivedilikle açıklanmalıBuğday fiyatları ivedilikle açıklanmalı
Manşet Haber 22.05.2016 19:24:27 0

Buğday fiyatları ivedilikle açıklanmalıBuğday fiyatları ivedilikle açıklanmalı

Buğday fiyatları ivedilikle açıklanmalıBuğday fiyatları ivedilikle açıklanmalı

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Adana Milletvekili Prof. Dr. Mevlüt Karakaya, Adana’da afetten zarar gören üreticilere destek verilmesi, buğday fiyatlarının bir an önce açıklanması çağrısında bulundu.

Karakaya, MHP Adana İl Başkanı Yusuf Baş ile birlikte, geçtiğimiz günlerde meydana gelen şiddetli yağmur ve dolu yağışı sebebiyle ürünleri zarar gören çiftçileri ziyaret etti, onlardan bilgi aldı. Bazı İl Divan Kurulu Üyelerinin de hazır bulunduğu inceleme gezisinde Karakaya, narenciye bahçelerinin yanı sıra, ekili tarım arazilerindeki mısır, buğday gibi ürünlerde büyük zararlar meydana geldiğini gözlemledi. Bir çok bölgede, özellikle buğdayda yüzde 85-90 oranında kayıp bulunduğunu bizzat gören Karakaya, üreticileri teselli etti.

Karakaya “Geçtiğimiz günlerde bu bölgede şiddetli yağmur ve dolunun verdiği zararlar büyük boyutlarda. Bunun adı doğal afettir. Üzüntü verici bir durum. Bu doğal afetin yol açtığı zararların tazmin edilmesi gerekiyor. Tarım Bakanlığı’nın ivedilikle soruna çare üretmesi lazım. Çiftçinin boynu bükük kalmamalı” dedi.

ÜRETİCİ DERTLİ

Kendisi de çiftçi çocuğu olan ve biçerdöver kullandığı da bilinen Mevlüt Karakaya, başakları zarar görmeyen bir tarlada ise hasat yaptı. Karakaya’nın biçerdöver direksiyonunda duyduğu keyif, fiyatın erken açıklanmasını isteyen üreticilerin şikayetleriyle üzüntüye dönüştü. Bir çiftçi “Ne yapacağımızı bilmiyoruz. Yine gidip tüccara boğulacağız. Fiyatın en geç 15 mayıs’ta açıklanması gerekiyor ama Tarım Bakanı ilgilenmiyor” diye konuştu.

BİZ, 8 MAYIS’I GEÇİRMEZDİK

Mevlüt Karakaya ise; “MHP’nin iktidarda olduğu dönemde Tarım Bakanlığı bizdeydi ve ben de TMO Genel Müdürü idim. Biz, fiyat teklifi için 8 Mayıs’ı geçirmezdik; Bakanlar Kurulu da en geç 15-20 Mayıs’ta fiyat açıklardı” ifadesini kullandı.

TMO, HALEN BUĞDAY SATIYOR

Karakaya şöyle devam etti:

“Şu anda; Çukurova bölgesinde hasat başladı, çiftçi fiyat bekliyor ama öbür taraftan TMO halen buğday satışlarına devam ediyor. Bizim dönemde ise daha hasada girilmeden satışları durduruyorduk. Bir taraftan hasada girilirken, diğer taraftan Ofis piyasaya satış yaparsa buğday fiyatları düşer ve üretici zarar eder. İkincisi; TMO’nun alım merkezlerini çok erkenden hazır tutuyorduk. Yani Ofis açık, fiyat belli. Böylece piyasayı üretici lehine düzenlemiş oluyorduk.”

BEKLEMENİN ANLAMI YOK

MHP Adana Milletvekili Prof. Dr. Mevlüt Karakaya “Başbakan değişti, yarın Kabine değişecek, tam da hasat zamanına denk geldi. Ama Devlette devamlılık esastır. Bu vesileyle Çukurova’dan çiftçilerimizin adına çağrıda bulunuyorum. Üreticiyi bekletmeyin. Afet zararlarının mutlaka karşılanması lazım. Buğday fiyatlarını geciktirmeyin, ivedilikle açıklayın. Hem de iyi bir fiyat açıklayın. Çiftçiye mutlaka kulak verin. Üreticinin yüzü gülmeden bu milletin yüzü gülmez.” dedi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°