BUĞDAY HASADI BAŞLADI, FİYAT AÇIKLANMADI
EKONOMİ 27.05.2023 18:11:08 0

BUĞDAY HASADI BAŞLADI, FİYAT AÇIKLANMADI

BUĞDAY HASADI BAŞLADI, FİYAT AÇIKLANMADI






Adana’dan 2 dönem Ak Parti Milletvekilliği yaptıktan sonra Tarım ve Orman Bakanlığı görevini üstlenen 28. Dönem Kahramanmaraş Milletvekili seçilen Vahit Kirişçi, buğday taban fiyatı konusunda sessizliğini koruyor. Adana İl Tarım ve Orman hasadının Adana’da başladığını açıklamasına rağmen Bakan Kirişçi Kahramanmaraş’tan “Buğday hasadı henüz başlamadı” açıklaması yaparak taban fiyatı açıklamasının da seçim sonrasına bırakılmasını sağladı. Üreticiler ve tarım kuruluş temsilcileri ise taban fiyatın bir an önce açıklanmasında ısrar ediyor.





Adana'da hasadına başlanan buğdaydan bu yıl 1 milyon 400 bin dekarda 700 bin ton rekolte alınmasının hedeflendiğini ifade eden  İl Tarım ve Orman Müdürü Muhammet Ali Tekin, Karataş ilçesi Çukurkamış Mahallesi'ndeki buğday tarlasında hasat için çiftçilerle bir araya geldi. Tekin, 'Şu anda buğdayın kalitesi çok iyi durumda' dedi.





Ukrayna- Rusya savaşının ardından stratejik önemi bir kez daha ortaya çıkan, birçok temel tüketim ürününün hammaddesi olan buğday, bu yıl Çukurova'da geçen yıla oranla yüzde 15 azalarak 1 milyon 400 bin dekar alanda üretildi. Türkiye'nin ihtiyacının yaklaşık yüzde 4'ünü karşılayan kentin kıyı şeridinde buğday hasadı biçerdöverlerle yapılmaya başlandı. Dönüm başına 350 - 500 kilogram verim alınan buğdayda ova genelinde 700 bin ton rekolte bekleniyor.





Buğday hasadının artarak devam edeceğini belirten İl Tarım ve Orman Müdürü Muhammet Ali Tekin, 'Çiftçilerimiz şu an rekolteden memnun. Yaklaşık 1 milyon 400 bin dekar alanda buğday üretimimiz var. 700 bin ton civarında da rekolte bekliyoruz. Bu yıl verimin geçen yıla göre biraz daha yüksek olacağını düşünüyoruz. Çünkü ilkbahar yağışları biraz daha etkin oldu. Yapılan analizlerde buğdayın protein oranında da artış gözlemledik. Buğday hasadının ardından çiftçilerimiz, ikinci ürün mısır, soya ve diğer ürünlerin ekimini tamamlarlar. Türkiye'de ilk hasadın olması sebebiyle çiftçilerimiz şu an buğdayını açığa döküyor. Bakanlığımız zamanı gelince buğdayla ilgili fiyat açıklamasını yapacaktır. Çiftçilerimiz bu konuda müsterih olsunlar. Biz de elimizden geldiği kadarıyla çiftçilerimize destek olmaya çalışıyoruz' dedi. 



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°