BULUT: SAĞLIK EMEKÇİLERİNİ SADECE ALKIŞLAMAK YETMEZ
SİYASET 23.03.2020 10:22:40 0

BULUT: SAĞLIK EMEKÇİLERİNİ SADECE ALKIŞLAMAK YETMEZ

BULUT: SAĞLIK EMEKÇİLERİNİ SADECE ALKIŞLAMAK YETMEZ






CHP Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, koronavirüs salgını
nedeniyle en riskli grup konumundaki sağlık emekçilerinin canları pahasına gece
gündüz, toplumsağlığı için izinsiz emek verdiğini söyledi.  Salgında, sağlık ordusunun öneminin bir kez
daha anlaşıldığını kaydeden Bulut, “Sağlık çalışanlarının çocuklarını
bırakabilecekleri 24 saat esaslı bir kreş açılması için Sağlık Bakanlığı
gerekli adımı bir an önce atmalıdır” dedi. Bulut, ayrıca salgınla mücadelede
için sağlıkçılara  yeni kadrolar
açılmasının zorunlu halde geldiğini söyledi.





CHP Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, koronavirüs salgını
nedeniyle hastane, sağlık kruluşları ve eczanelerin en riskli alan, sağlık
emekçilerinin de en riskli grup konumuna geldiğini söyledi. Hekimler ve sağlık
emekçilerinin canları pahasına gece gündüz toplum sağlığı için emek verdiğini
kaydeden Bulut, Sağlık Bakanlığının “hamile, yasal süt izni kullananlar,
engelli olarak istihdam edilenlerin” yıllık izin ve mazeret izinlerini
kaldırdığını zeytinburnu escort hatırlattı.





MARİFET İLTİFATA TABİDİR





Sağlık çalışanlarının izinler dolayısıyla mağdur olduğunu bildiren
Bulut, “Koronavirüs salgınında en önde sağlık emekçileri mücadele veriyor. Bu
kritik süreçte en çok ihtiyaç duyulan sağlık çalışanlarının önemini bir kez
daha ortaya çıktı. Kendilerine ne kadar teşekkür etsek az. Sadece alkışlamakla
olmuyor.  Marifet iltifata tabidir. Bu
fedakarlık karşılıksız kalmamalı, Sağlık Bakanlığı da sağlık emekçileri için uygun
koşullarda hizmet vermesi, sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti önlemek için
yasanın çıkarılması, maddi ve özlük hakları yönünden gereğini yapmalıdır” dedi.





24 SAAT ESASLI KREŞ AÇILMALI





TBMM Sağlık Komisyonu Üyesi Bulut, “Büyük
bir fedakarlık ve özveriyle görevini yerine getiren sağlık emekçileri mağdur
edilmemeli, anne-baba çalışanlardan, kreş-anaokulu-ilkokul çağında çocuğu olup
bakım sorunu yaşayan sağlık personelinden en az biri izinli sayılmalıdır”
ifadelerini kullandı. Okul ve kreş çağında çocuğu olan sağlık emekçilerininçocukları
için endişe ettiğini kaydeden Bulut, sağlık çalışanlarının çocuklarını
bırakabilecekleri 24 saat esaslı bir kreş açılmasını istedi. Bulut, Kişisel
Koruyucu Donanımların, eldiven, cerrahi maske ve sıvı geçirmez önlüğün tüm
sağlık emekçilerine eksiksiz dağıtımının sağlanması ve sağlık çalışanlarının düzenli
olarak sağlık kontrollerinin yapılması gerektiğini kaydetti.





ATAMALAR YAPILMALI





CHP’li Bulut, personel yetersizliği nedeniyle gece gündüz
çalışan sağlık emekçilerinin -nöbetler dâhil olmak üzere- iş yoğunluğunun
arttığını, aşırı iş yoğunluğunun sağlık emekçilerini olumsuz etkilediğini kaydetti.
Sayıları 600 bini geçen sağlıkçıların iş beklediğini söyleyen Bulut, “Şu an en
çok ihtiyaç sağlık alanında. Bakanlık, personel atama planlamasını gözden
geçirip öne almalı, iş bekleyen binlerce genç için kadro imkanı sağlamalıdır.
Salgınla mücadele etmek için kadro açılması artık zorunlu hale gelmiştir” dedi.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°