BULUT: SUDA BOĞULMALARA ÖNLEM ALINMALI
Manşet Haber 16.07.2020 12:13:15 0

BULUT: SUDA BOĞULMALARA ÖNLEM ALINMALI

BULUT: SUDA BOĞULMALARA ÖNLEM ALINMALI






CHP Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, Adana başta olmak üzere Türkiye'de giderek artan boğulma olaylarına ilişkin Meclis Başkanlığına araştırma önergesi sundu.Her yıl özellikle havaların ısındığı yaz aylarında çok sayıda vatandaşın denizlerde ve tatlı sularda boğularak hayatını kaybettiğini kaydeden Bulut, serinlemek ve eğlenmek için gidilen havuzlar, deniz, nehir, göl, sulama kanalı ve göletlere girenlerin çoğunun yüzme bilmediğini belirtti.





Kazaya bağlı ölümler sıralamasında trafik kazalarından sonra en önemli 2. nedenin boğulma olduğunu söyleyen Bulut,   suda boğulma sonucu ölümlerin yaklaşık yarısının 20 yaş altındakiler ve çocuklar olduğunu bildirdi. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığına göre (AFAD) boğulma vakalarının sahil kentlerinden öte en çok iç bölgelerde görüldüğüne dikkat çeken Bulut,  boğulma vakalarının göze çarptığı bölgelerin başında İç Anadolu, Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgeleri geldiğini belirtti.





CHP’li Bulut, “Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre ise ülkemizde her yıl ortalama 643 kişi suda boğularak ölmektedir. Her yıl ortalama 30 kişinin boğulduğu Adana’da DSİ’nin hazırladığı rapora göre 2003-2016 yılları arasında 49 ilde toplam 922 kişi boğulmuş en çok boğulma olayının olduğu il de 235 vaka ile Adana olmuştur. Sulama kanallarının şehir içinden geçmesinden dolayı su kaynaklarına ulaşımın kolay olduğu Adana’da DSİ, Adana Valiliği, jandarma ve emniyet verilerine göre göl, nehir ve sulama kanallarında 2008'de 21; 2009'da 23; 2010'da 21; 2011'de 27; 2012'de 32; 2013'te 34; 2014'te 40; 2015'te 36; 2016 yılında 32; 2017 yılında 49 kişi hayatını kaybetmiştir” dedi.





ADANA’DA BU YIL 5 ÖLÜM





Bu yıl da kavurucu sıcakların yaşandığı Adana’da nemin artmasıyla birlikte sulama kanalları ve Seyhan Baraj Gölü’nde ölümler yaşandığını kaydeden Bulut,  Haziran ve Temmuz aylarında Adana’nın Çukurova ilçesine bağlı Topalak Mahallesi’nde ve Dörtler Mahallesinde Seyhan Baraj Gölü kıyısına serinlemek için giren iki vatandaşın,  Karataş’ta denize giren bir baba ile 12 yaşındaki oğlunun ve Seyhan ilçesine bağlı Gülbahçesi Mahallesi’nde sulama kanalına giren bir gencin hayatını kaybettiğini söyledi.





BİR AN ÖNCE ÖNLEM ALINMALI





Bulut, “Yapılan araştırmalar sonucunda, suda boğulma olaylarında başlıca risk faktörleri cinsiyet, yaş, düşük gelir, yetersiz eğitim, kırsalda ikamet, suya erişim durumu, iklim koşulları, riskli davranışlar (yüzme bilmeden denize girme, kurtarma ekipmanı bulundurmama vb.) ve gözetim eksikliği olarak belirlenmiştir.Adana başta olmak üzere ülkemizde her yıl yüzlerce vatandaşımızı kurban verdiğimiz suda boğulma vakalarının nedenlerinin araştırılıp, gerekli tedbirlerin alınması ve ilgili yasal düzenlemelerin sağlanabilmesi amacıyla Meclis Araştırması açılması yerinde olacaktır” dedi.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°