BULUT: SURİYELİLERLE BİRLİKTE İKİ HUKUK VE YENİ BİR KÜLTÜR OLUŞTU
Manşet Haber 11.12.2019 20:47:12 0

BULUT: SURİYELİLERLE BİRLİKTE İKİ HUKUK VE YENİ BİR KÜLTÜR OLUŞTU

BULUT: SURİYELİLERLE BİRLİKTE İKİ HUKUK VE YENİ BİR KÜLTÜR OLUŞTU

CHP Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, KESK’in düzenlediği “İnsan Hakları Mücadelesinde Sendikaların Rolü” panelinde Suriyeli sığınmacılar konusunu ele aldı. Bulut, Türkiye’de iki hukuk ve yeni bir kültürün oluştuğunu belirterek, erken evliliklerin de genel kabul içerisinde görülmesine dikkat çekti.
CHP Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, KESK’in kuruluş yıl dönümü dolayısıyla düzenlediği “İnsan Hakları Mücadelesinde Sendikaların Rolü” paneline katıldı. Panelde, “Sığınmacılar ve göçmenlere karşı nasıl bir tutum” başlığında konuşan Bulut, Suriye’de iç savaşın cereyan ettiği 2011 yılından bu yana Türkiye’ye yönelen nüfus göçünün iki hukuk ve yeni bir kültür oluşturduğunu kaydetti.
NÜFUSUMUZUN YÜZDE 5’İ
Sayıları 4 milyonu bulan Suriyelilerin, Türkiye nüfusununyaklaşıkyüzde 5’ine tekabül ettiğini belirten Bulut, resmi rakamlara göre Urfa, Hatay ve Gaziantep’te bu oranın yüzde 20’ye, Adana ve Mersin’de yüzde 10’a çıktığını bildirdi. Gayri resmi rakamlara göre bu sayının çok daha fazla olduğunu belirten Bulut, gelecek 10 yılda sadece İstanbul’da 1 milyon Suriyeli’ninyaşayacağına dikkat çekti.
İKİ HUKUK-YENİ KÜLTÜR
CHP’li Bulut, “Bu rakamlar gösteriyor ki gelecek 10 yılda ülke nüfusunun yüzde 10’unu Suriyeliler oluşturacak. Türkiye, Erdoğan’ın “açık kapı” politikası yüzünden sığınmacı ülkesi oldu. Türkiye kurucu değerler ışığında AKParti hükümetlerine kadar yönünü hep Avrupa’ya döndü. Ancak gelen sığınmacı, misafir adına ne söylersek söyleyelim kendilerine bir statü kazandırılmadığı için kültürleri yaşam biçimleriyle, kendi hukuklarıyla ülkemizde yaşamaktadır.Bunun en tehlikeli boyutu 15-18 yaş arasında her Suriyeli kız çocuklarının en az yüzde 15’i evli. Çocuk yaşta gebelikler çok yaygın ve en çarpıcısı, çok eşlilik genel kabul içerisinde çok yaygın haldedir” dedi.
KRİZİN FATURASINI VATANDAŞLAR ÖDÜYOR
Türkiye'ye gelen 1 milyon 200 bine yakın Suriyeli’nin eğitim çağında olduğunu, bunların sadece yarısının eğitimde olduğunu kaydeden Bulut, eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik sorunlarının birçok ilimizde içinden çıkılmaz bir hal aldığını bildirdi. İktidarın Suriyeli sığınmacılar sorununa sürdürülebilir bir çözüm üretememesinin yurttaşları ve sığınmacıları aynı şekilde mağdur ettiğini belirten Bulut, krizin ağır faturasını yoksul vatandaşlarımızın ödediğini ifade etti.


YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°