1931 yılı genel seçimlerinde yüzde 18,3 oranında oy alarak ikinci parti oldular. İki yıl sonra koalisyon ortağı. Aynı yıl Başbakan oldu.
Önce SA ve SS Birliklerini en modern silahlarla donattı ve yardımcı polis teşkilatı olarak ilan etti. Parlamento da geceli gündüzlü çalıştırılarak, binlerce yasayı bir gecede değiştirdi. Fişlemeler, takip edilmeler sıradan eylem haline geldi. Tüm muhalifler devlet organlarından temizlendi. Bürokrasi, yargı ve ordu yandaş hale getirildi. Ders kitapları değiştirildi, eğitim ırkçı bir temele oturtuldu. Basını ve radyoyu kendine bağladı.
Hitlerden bahsettiğimi anladınız. En yakın arkadaşı Halkı Aydınlatma ve Propaganda Bakanı Paul Joseph Goebbels idi. Çağının en büyük yalancısıydı. Alman halkının zafiyet ve beklentilerini iyi tahlil ediyordu. İlkelerine BÜYÜK YALAN TEORİSİ diyorlardı. On yedi temel ilkesi vardı. Bazıları şöyleydi:
• İnsanların beyin tembelliğine dayanarak hareket edin.
• Bir sözü sürekli tekrarlarsanız, halk onun nereden geldiğini unutur ve kendi fikri gibi benimser.
• Söylediğiniz yalan ne kadar büyük olursa o kadar etkili olur.
• Halk, büyük yalanlara, küçük yalanlardan daha çabuk inanır.
• Hatalı olduğunuzu ya da yanlış yaptığınızı asla kabul etmeyin.
• Yalan söyleyin mutlaka inanan çıkacaktır.
• Kendinizi savunmak yerine sürekli karşınızdakileri savunmada bırakın.
• Sadece bir rakibinize odaklanın ve kötü giden her şeyi O’nun üzerine yıkın.
• Önemli olan aydınlar değil kitlelerdir. Çünkü onları kandırmak kolaydır.
Dünyanın bir yerinde, az gelişmiş bir ülke. Fedailerini bu ilkelerle eğitti vebu ilkeleri eksizsiz ve kusursuz uyguladı. Yalan söyleme, iftira, kendinden olmayan herkesi düşman ilan etme, uzun ve kısa vadeli tuzaklar kurma konusunda Hitler’i çırak çıkardı. Cahil halkı midesinden bağladı. Ağzı laf yapan ama kimliği, kişiliği zayıf rakipleri satın aldı ve kendi içinde eritti. Son kullanma tarihi gelenleri saf dışı etti.Özgür basını yok etti, televizyonları kendine borazanyaptı.
Cahil kitleleri yönetmek kolay olur, diye önce eğitimi yok etti, toplumun her kesimini cahilleştirdi. Üniversiteleri susturdu. Artık okumaz yazmaz, konuşmaz, konuştuğu anlaşılmaz bir toplum vardı. Klavye Şövalyeleri diye bir meslek icat etti; onları çok iyi besleyerek, yetişemediği yerde, konuşanlara, fikrini söyleyenlere kendi yerine onlar küfür etti.
Orduyu yok etti. En yobaz, en karaktersiz din bezirganlarına kardinal rütbesi verdi. Bir kısım insanları Tanrı sopasıyla korkuttu ama düşünenleri de dinden soğuttu.Artık nüfusun sadece %51’i dindar.% 6’sı deist; % 4’ü ateist; % 4’ü de agnostik idi.
Yalnız bir şeyi hesap edemedi. Okumaz yazmaz bir toplum yaratılmıştı ama o okumaz yazmaz kitle oynamayı, seyretmeyi ve haberleşmeyi çok sevmişti. Bu tutkular onları, teknoloji bağımlısı yaptı. Radyo, özgür basın yoktu ama artık sosyal medya diye bir şey vardı. Zaten gazete okuyan kaç kişiydi ki? Ama mesajlaşanlar milyonları bulmuştu. Herkes her şeyi anında öğreniyordu.
Bir haberi bahane edip, 60.000.000 sayfalık bir kültür hazinesi olan Wikipedia’yıengelledi. Şimdi de sosyal medyayı tamamen yasaklamayı düşünüyorlarmış.
DÜNYA DEĞİŞMİŞTİ. ÜLKE ÇAĞ DIŞI KALMIŞTI. İNSANLAR AÇTI
• MİLLET ŞİMDİ NEREDE HATA YAPTIK, DİYE SORUYORMUŞ.
• DÜŞÜNMESİNİ BİLENLER DE KİTLESEL CEHALETİN UYANMASINI BEKLİYORLARMIŞ.
