Büyükşehir, Ceyhan Havyan Pazarını İlaçlıyor
Manşet Haber 18.09.2015 12:27:14 0

Büyükşehir, Ceyhan Havyan Pazarını İlaçlıyor

Büyükşehir, Ceyhan Havyan Pazarını İlaçlıyor

Adana Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanlığı ilaçlama ekipleri, merkezde ve birçok noktada olduğu gibi, Ceyhan İlçesi’ndeki kurbanlık hayvan satış yeri olan Ceyhan Belediyesi Hayvan Pazarı’nda yaklaşan Kurban Bayramı öncesinde halkın güvenli bir ortamda kurbanlıklarını alabilmeleri amacıyla ilaçlama gerçekleştirdi.

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü’nün talimatlarıyla Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanlığı’na bağlı ilaçlama ekibi geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da hayvanlardan hayvanlara ve hayvanlardan insanlara geçebilecek bulaşıcı hastalıklara karşı hayvan pazarında kireçleme ve ilaçlama çalışması yaptı.

Çalışmalar kapsamında ayrıca, hayvan pazarına kurbanlık almak üzere gelen vatandaşların ülke gündeminde olan bulaşıcı domuz gribinden etkilenmemeleri için hayvan pazarı ve pazarda bulunan çadırlar dezenfektan maddelerle ilaçlandı. Hayvan satış yerlerinde yapılan ilaçlama ve dezenfekte işlemleri ile salgın hastalıklardan halkın korunması ve daha sağlıklı, rahat bir şekilde alışveriş yapılmasının hedeflendiği açıklandı.

Öte yandan Ceyhan’da bayram öncesi kilit parke taş ve asfalt çalışmaları da gerçekleştirildi.

YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°