BÜYÜKŞEHİRDEN MEZARLIKLARDA KURBAN BAYRAMI TEMİZLİĞİ
Manşet Haber 29.07.2020 12:00:46 0

BÜYÜKŞEHİRDEN MEZARLIKLARDA KURBAN BAYRAMI TEMİZLİĞİ

BÜYÜKŞEHİRDEN MEZARLIKLARDA KURBAN BAYRAMI TEMİZLİĞİ






Adana Büyükşehir Belediyesi Kurban Bayramı’nda yurttaşların rahat  bir şekilde ziyaretlerini gerçekleştirebilmeleri için tüm mezarlıklarda temizlik ve düzenleme çalışması gerçekleştirdi. Asri, Buruk ve Kabasakal mezarlıklarında öncelikle yaşlı, engelli ve dezavantajlı vatandaşların ziyaretlerini daha rahat gerçekleştirmeleri için mezarlık içerisinde klimalı araçlarla ulaşımları sağlanıyor.









Adana Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Daire Başkanlığı ekipleri Kurban Bayramı’nda yurttaşların rahat bir şekilde ziyaretlerini gerçekleştirebilmeleri için rutin temizliğin yanı sıra kent genelinde bulunan merkez, ilçe ve köy mezarlıklarında büyüyen otların ve çalıların temizliğini ve çevre düzenlemesini yaptı. Mezarlık içerisindeki olası haşere, böcek ve sineklerin yok edilmesi için Adana Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve İlaçlama ekipleri hummalı bir çalışma gerçekleştirdi.









Asri, Buruk ve Kabasakal mezarlıklarında öncelikle yaşlı, engelli ve dezavantajlı vatandaşların ziyaretlerini daha rahat gerçekleştirmeleri için mezarlık içerisinde klimalı araçlarla ulaşımları sağlanıyor.









Ayrıca zabıta ve özel güvenlik ekiplerince maske, su, kolonya, bayram şekeri, lokum ve dua kitapları da hediye ediliyor.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

31° / 16.7°