Ç.Ü İLETİŞİM FAKÜLTESİ
Manşet Haber 11.03.2020 14:46:49 0

Ç.Ü İLETİŞİM FAKÜLTESİ'NİN BÜYÜK BAŞARISI

Ç.Ü İLETİŞİM FAKÜLTESİ'NİN BÜYÜK BAŞARISI

Aydın Doğan Vakfı ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti iş birliğiyle düzenlenen 30. Genç İletişimciler Yarışması'nda ödüller sahiplerini buldu. Yarışmaya Çukurova Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencileri birçok dalda aldıkları ödüllerle damgasını vurdu.
Hilton İstanbul Bosphorus'ta gerçekleşen törende açılış konuşmasını gerçekleştiren Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, Cemiyet olarak Aydın Doğan Vakfı’nın 30 yıla yakın süredir düzenlediği yarışmaya katkıda bulunmaktan gurur duyduklarını söyledi.
Aydın Doğan Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Arzuhan Doğan Yalçındağ ise bu yıldan itibaren Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin de yarışmaya katkı sunacağını belirtti.
Ödül törenine, Çukurova Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nüket Elpeze Ergeç, Dekan Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Çiğdem Yasemin Ünlü, Gazetecilik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Onur Dursun ve ödül alan öğrenciler katıldı.
Yarışmaya 486 Öğrenci 537 Projeyle Katıldı
36 üniversitenin iletişim fakültelerinden yazılı, görsel, işitsel ve internet yayıncılığı dallarında 486 öğrenci 537 projenin değerlendirildiği yarışmada, 21 üniversiteden 59 öğrencinin toplam 43 projesi ödüle değer bulundu.
Çukurova Üniversitesi İletişim Fakültesi En Fazla Ödül Alan Üniversite Oldu
Yazılı dalda haber ve haber araştırma kategorisinde birinciliğe Çukurova Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Sudet Karagöz, 'Alper, Venhar Hanım ve SMA Hastaları' projesiyle layık görüldü. Karagöz, ödülünü Aydın Doğan Vakfı Kurucusu ve Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan'ın elinden aldı.
Mizanpaj kategorisinde Çukurova Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencilerinden Çiğdem Akdoğan 'Anlatı' projesiyle birincilik ödülüne değer görüldü.
İşitsel dalda radyo haber spikerliği kategorisinde de yine Çukurova Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencilerinden Çağrıbey Çakır “Radyo Atina” isimli projesi ile birincilik ödülünün sahibi oldu.
Röportaj kategorisinde Çukurova Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Çağdaş Ak “Silinen Bir Geçmişin Üstüne Yeni Bir Yaşam” projesi ile ikincilik ödülüne, haber/haber araştırma dalında Asım Çetin ' Karaisalı Tarım Emekçileri ' haberi ile yine ikincilik, spor kategorisinde ise Çukurova Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden Mehmet Şahutoğlu ve Cem Dizdar “Futbol Bizi Anlatıyor” projeleri ile üçüncülüğe layık bulundular.



YAZARLAR

İfral TURGUT

BAHARI BEKLERKEN Hüseyin Öğretmen Artvin’e atanmıştı. Kendisini sevdirdi yeni tanıdıklara. Derin dostluklar kurdu. Ev sahibi ile de dost olmuştu. Hüseyin’i evladı gibi seven ev sahibi artık evlilik zamanının geldiğini söyleyerek onu Melahat ile tanıştırdı. İki genç birbirlerini beğendi ve evlenmeye karar verdiler. Hüseyin bu durumu ailesine bildirdi ama ailesi bu durumdan hiç memnun olmadı. Şiddetle karşı çıktılar. Çünkü kendilerinin de bir gelin adayı vardı. Tüm engelleme çabalarına rağmen Hüseyin Melahat ile evlendi. Uzun yıllar evli kaldılar ve iki çocukları oldu. Yaşananlar çeşitli problemler doğuruyor, problemler, beraberinde sağlık sorunlarını getiriyordu. Yıl, 1984. Bir gün kapı çalındı. Gelen kendisinden 12 yaş küçük, ama gençlik yıllarında birlikte futbol oynadıkları Sami Demirtuna idi. Sami yıllardır Almanya’da çalışıyordu. Orada meslek okuluna gitmiş, terapist olmuştu. Sami, “Nasılsın ağabey,” diye sorunca. Hüseyin, ona uzun uzun baktı… Bakışlarında hayata karşı duyduğu küskünlüğü, kırgınlığı ve tükenmişliği vardı. Cılız bir sesle, “Yorgunum dostum, yorgunum. Vefasız yıllara, vefasız yakınlarıma dargınım ,” dedi. Sami, Hüseyin’in elini tuttu, “Merak etme iyileşeceksin, yine tüm dostlar bir araya geleceğiz,” dedi. Sonra kalktı, kapıda veda ederken, Melahat Hanım, hastalığın adını söyledi: Kanser. Soğuk bir geceydi. Sami o gün yaşadıklarından çok etkilenmişti. Bir kağıt kalem aldı eline ve içini döktü kağıda. Şiir bittikten birkaç gün sonra, tekrar gitti arkadaşının yanına ve şiiri okudu. Hüseyin mutlu olmuştu. Sevindi, teşekkür etti. Daha sonra Sami şiiri, Selçuk Tekay’a verdi. Şiir aylar sonra şarkıya dönüştü. Sami bu sefer şarkıyı telefonda Hüseyin’e dinletmek istedi. Heyecanla çevirdi numaraları. Telefondaki ses buz gibiydi: “Hüseyin Beyi kaybettik.” Baharı beklerken ömrüm kış oldu Gözümde her zaman biraz yaş oldu En güzel duygular bana düş oldu Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık Tutmadı ellerim sıcak elleri Duymadım aşk denen tatlı sözleri Taşıdım gönlümde acı izleri Yorgunum dostlarım yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık İçimde ateşler söndü kül oldu Aşk bahçem kurudu sanki çöl oldu Yar bildim o bile bana el oldu Yorgunum dostlarım, yorgunum artık Vefasız yıllara dargınım artık. HÜSEYİN’E KENDİNİ ANLATAN ŞARKIYI DİNLEMEK KISMET OLMADI. • AMA SİZ O ŞARKIYI SÖYLERKEN VEYA DİNLERKEN HÜSEYİNİ ANARSINIZ HERHALDE.

30.8° / 18.5°